İklim değişiyor, dünya seller, fırtınalar ve kuraklıkla sınanıyor; buzullar eriyor... İklim krizini yaşıyoruz artık! Küresel iklim değişikliğinin en hızlı etkilediği yer Arktik bölgesi. Hükümetler Arası İklim Değişikliği Paneli’nin beşinci değerlendirme raporuna göre Arktik dünya üzerindeki diğer bölgelere oranla iki kat hızlı ısınıyor. Araştırmalar, sadece son yüzyılda Türkiye yüzölçümünün yaklaşık 4 katı büyüklüğünde deniz buzunun yok olduğunu söylüyor.
İklim değişikliğinin etkilerini ölçmek amacıyla Arktik bölgesinde yapılan araştırmalara Türkiye de katıldı. İlk Türk Arktik Bilimsel Seferi, 11 – 26 Temmuz tarihlerinde İTÜ PoLReC liderliğinde, Türkiye İş Bankası sponsorluğunda gerçekleştirildi. İTÜ Denizcilik Fakültesi öğretim üyesi ve İTÜ Kutup Araştırmaları Uygulama Araştırma Merkezi (İTÜ PoLReC) Müdürü Doç. Dr. Burcu Özsoy liderliğinde düzenlenen ve sekiz araştırmacının katıldığı seferde şu konular gündemdeydi:
• Mikroplastiklerin dağılımı incelendi.
• Beş istasyondan alınan örneklerle deniz suyunda biriken POP’ler tayin edildi.
• Gulf Stream akıntısıyla beslenen bölgeden alınan plankton örneklerinde zooplankton ve fitoplankton tür çeşitliliğiyle yoğunluğu tespit edildi.
• Petrol kirliliğini ortaya koymak ve bu kirliliği oluşturan petrolün kökenini araştırmak amacıyla deniz suyu örneklerinde PAH (polisiklik aromatik hidrokarbon) miktarı ölçüldü.
• Arktik deniz buzu tipi gözlemleri ve analizi yapıldı.
• Hava kirliliği ölçüldü.
• Bio-ürünleştirme çalışmaları yapıldı.

Türkiye İş Bankası’nın desteklediği İlk Türk Arktik Bilimsel Seferi gemisine sekiz bilimci katıldı. Araştırmacılar sefer boyunca buzullar, hava kirliliği, mikroplastik dağılımı ve daha pek çok konuda çalışmalar yaptı.
Arktik Bilim Seferi Lideri Doç. Dr. Burcu Özsoy, toplamda 880 deniz mili süren seferi şöyle anlatıyor: “İlk olmasına rağmen, diğer kutup bölgesi olan Antarktika’ya düzenlenen seferlerden elde edilen tecrübeler, azimli çalışmalar ve iyi planlamalarla başarılı bir sefer oldu. Ekibimiz, 24 saat gün ışığı altında çalışmalarını sürdürerek örneklemeleri gerçekleştirdi ve planlanan ölçümleri yaptı; verimli sonuçlar elde ettik. Sefer süresince diğer ülkelere ait bilim üslerini ziyaret edip gelecek yıllarda yapılacak işbirlikleri için girişimlerde bulunduk.”
Arktik Bilimsel Seferi, Türkiye’nin bu konudaki çalışmaları kapsamında önemli yere sahip. Zira dünyadaki hidrokarbon rezervlerinin çeyreğinin yer aldığı, iklim değişikliğine bağlı olarak yeni kaynakların ve deniz rotalarının açıldığı Arktik Bölgesi, her geçen gün önemini artırmakta. Doç. Dr. Özsoy, bundan sonra her yıl yapılacak seferlerle bilimsel çalışmaların kutup bölgelerine taşınabileceğini söylüyor ve ekliyor: “Türkiye de bu bölge hakkında alınacak kararlarda yer almak, bilimsel araştırmalar yaparak kısa orta ve uzun vadede iklim değişikliğinin yönünü tespit edip bunun ülkemizdeki tarıma, hastalıklara, su kaynaklarına etkisini araştırmak için çalışmalarını artırmalı.”
Arktik Isınıyor
Arktik bölgesinde iklim değişikliğinin etkilerinin artması, yeryüzünün ısı makineleri gibi çalışan atmosfer ve okyanuslardaki dengenin değişmesi ve sera gazı salınımındaki yükseliş, ciddi sonuçlarla karşılaşacağımıza işaret ediyor. Hükümetlerin iklim krizine karşı tedbirler alması gerektiğini belirten Özsoy, Arktik deniz buzunun bugün itibarıyla son otuz yılın en düşük üçüncü alan kaplamasına sahip olduğunu belirtiyor: “Uydularla geçmiş yıllardaki konumlarını tespit ettiğimiz buzulları ziyaret ettiğimizde, son bir yılda yaklaşık beş metre erime göstererek geri çekildiğini gördük. Deniz buzu sınırının ise geçmiş yıllara göre daha kuzeye çekildiğini deniz buzu gözlemlerinde kaydettik.”

“Sokağa Attığımız Çöp, Tabağımızdaki Balığın İçinde”
Arktik Okyanusu sadece iklim kriziyle değil, kirlilikle de boğuşuyor. Kirlilik, Kuzey Amerika, Asya ve Avrupa kıtalarıyla çevrelenen Arktik Okyanusu’na akıntılarla ulaşıyor. Burcu Özsoy, ekibinin bölgedeki kirleticilerin miktarlarının belirlenmesi, mikroplastik araştırmaları, hava kalitesi ölçümleri gibi çalışmalar için örnekler toplayıp ölçümler yaptığını; bilimsel çalışmanın yanı sıra kirliliğe dikkat çekmek için morsların yaşam alanı olan bir sahil şeridindeki plastik çöpleri topladığını belirtiyor ve ekliyor: “Her yıl milyon tonlarca atığın denizlere bırakıldığını görüyoruz. Geri dönüştürüldüğünde doğaya ve ekonomiye katkılar sağlayacak olan bu atıklarla ilgili farkındalık her geçen gün artmakta. Bizler de bireyler olarak geridönüşüme önem vermeliyiz. Sokağa attığımız herhangi bir çöpün, yıllar sonra tabağımıza gelen balığın içinde olabileceğini bilmeliyiz.”
Sefer, Dünyaya Tanıtıldı
İlk Türk Arktik Bilimsel Seferi basın toplantısı geçtiğimiz günlerde İş Bankası Genel Müdürlük binasında gerçekleştirildi. Toplantı İş Bankası Genel Müdürü Adnan Bali, İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca, İTÜ Kutup Araştırmaları Uygulama – Araştırma Merkezi Müdürü ve Arktik Bilim Seferi Lideri Doç. Dr. Burcu Özsoy ve sefer ekibinin katılımlarıyla yapıldı. Arktik’in, buzulların altında pek çok bilinmezliği barındırdığına dikkat çeken Adnan Bali toplantıda şunları söyledi: “İlkler hep zordur, ama yol gösterici olması açısından da önemlidir. Elde edilen tüm bilgilerin, önümüzdeki dönemde akademik dünyamızda bu alandaki çalışmalara katkı sunacağına ve çarpan etkisiyle başarısının yıllara yayılacağına inanıyorum. İlk Türk Arktik Bilimsel Seferi’nin, bilime katkısının yanında gençlerimiz, öğrencilerimiz için de ilham verici bir başarı öyküsü olduğuna inanıyorum.”
İTÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Karaca ise şu değerlendirmelerde bulundu: “Türkiye’de hortum gibi uç hava olaylarının görülmesi, temiz su kaynaklarının ve tarım arazilerinin azalması, deniz suyu seviyesinin artmasıyla etkisini hissettiğimiz küresel iklim değişikliğinin ölçümlenmesi geleceğimiz açısından büyük önem taşıyor. İTÜ’nün bilimsel altyapısı ve öncü misyonuyla iklim değişikliğinin etkilerini gözlemleyerek gelecek nesillere temiz bir dünya bırakma umuduyla çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”
Doç. Dr. Burcu Özsoy, çalışmaları bilimsel yayınlarla taçlandırıp sürdürebilirliğini sağlayacaklarını belirtti.