Güney Afrika Cumhuriyeti’nin Kwa-Zulu Natal eyaletinde 2017 yılı sonlarında bir ay süreyle yaban hayatını gözlemleme şansı buldum. Bu dönemde iSimangaliso Islak Alanları Milli Parkı’nda yaban hayatı literatüründe istisnai bir olay olarak tasvir edilen ve çok nadir gözlemlenen bir tabloyla karşılaştım. Bu olay iki erkek kudunun (Tragelap- hus strepsiceros) dövüşme sahnesiydi.

Tüm antilop türleri arasında hem en irilerinden hem de en alımlılarından olan büyük kudu, aynı zamanda en uzun boynuzlara sahip. Yalnızca erkeklerinde boynuz ve sakal var. Boynuz uzunluğu ortalama 120 santimetre ama 180 santimetreyi bulanlar da var. Büyük kudu, doğu ve güney Afrika’da çalılık ve ağaçlık alanlarda yaşıyor, susuzluğa dayanıklılığı ve yerleşim alanlarına yakın yaşayabilen nadir büyük memelilerden biri olarak tanınıyor.

Dişiler arasındaki sosyal bağlar ömür boyu sürüyor. Tipik grup formasyonu, bir ila üç yetişkin dişiyle yavrularından oluşuyor. Erkekleriyse sayısı iki ila on arasında değişen geçici bekar gruplar halinde yaşıyor. Erkek gruplarında çiftleşme dönemi haricinde, birden fazla erişkin erkek olması erkek kuduların diğer antilop türlerine nazaran daha toleranslı olduğunu gösteriyor. Aynı bölgede yaşayan erkek kudular birbirini tanıyor. Erkekler yalnızca çiftleşme dönemlerinde dişilerle birlikte zaman geçiriyor.

Kenetlenen Boynuzlar 1

Erkek kuduların üstünlüğünü kanıtlamak için saldırgan davranışlarda bulunması ya da dövüşmesi, yalnızca esaret koşullarında, yani dar bir alana kapatıldıklarında ve yaban hayattakinin tersine tanımadıkları erkeklerle bir araya getirildiklerinde meydana geliyor. Yaban alandaysa çiftleşmeye hazır bir dişi sözkonusu olduğunda bile erkekler arasında saldırgan davranışlar fevkalade az rastlanan bir olay. Erişkin bir erkek kendinden daha küçük bir erkekle karşılaştığında büyük olan kafasını arkaya doğru savuruyor, dilini çıkartıyor, bazen havlamayı andıran yüksek sesiyle bağırıyor ve küçük olan kaçıyor. Ancak birbirine eşit büyüklükte iki erkek karşılaşırsa çatışma ihtimali olsa da büyük çoğunlukla bundan kaçınıyorlar. Nedeni o fiyakalı boynuzları! Doğrudan gözlemlenmese de erkeklerin dövüştüğünün kanıtı, yaban alanda bazen rastlanan, boynuzları birbirine kilitlenmiş iki erkek cesedi. Boynuzları, aynı bir bilmece yüzük gibi, iç içe geçmeye ve sıkışmaya o kadar müsait ki kavga esnasında kenetlenme tehlikesi arz ediyor. Boynuzlarını kullanarak çatışmaya girmek kudular için diğer antiloplara nazaran daha tehlikeli olduğundan bu davranıştan kaçınıyorlar. Bunu garantilemek için doğa sanki bu türün erkeklerini iri yarı ama yumuşak huylu yapmış. Erkekler birbiriyle kavgadan kaçındığı gibi çiftleşme döneminde dişiyi etkilemek için agresyon gösterileri yapsalar bile taciz etmekten ya da incitmekten imtina ediyor. Dişi takipçisine tos atsa da erkek karşılık vermiyor. Kuduların uzun süre yakından gözlemlendiği bir araştırmada, baş kudu bir dişiyi takip etmekteyken başka erkekler dişiye yaklaşmaya çalışıyor. Buna tepki olarak baş kudu aniden yerinden sıçrıyor; bağırarak, taşları tekmeleyerek ve kafasını arkaya doğru savurarak kısa süre diğerlerini kovalıyor. Ama bundan sonra yakında durmaya devam eden hasımlarını görmezden geliyor ve herhangi bir kavga meydana gelmiyor. Bizim rastladığımız olayın sebebini bilmiyoruz ama kısa sürdü ve kimseye bir zarar gelmedi. Doğada nadir görülen bir olaya tanık olmak bir anlamda şanstı.