Garanti Bankası’nın 1998 yılında düzenlediği Geleceğe Dört Işık (çevre, spor, eğitim, endüstri) yarışmasının çevre dalındaki ödülünü kazanan ve Kate Clow tarafından projelendirilen Türkiye’nin uluslararası standartlarda işaretlenmiş ilk uzun soluklu yürüyüş parkuru Likya Yolu Kültür Rotası, yıllardan beri büyük bir sorunla karşı karşıya. Uluslararası dergiler tarafından dünyanın en uzun elli rotası, en güzel manzaralı on yürüyüş rotası listelerine seçilen ülkemizin bu nadide turizm değeri, geçen yirmi yıl içerisinde Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından tescil edilemedi ve bu nedenle belirlenen sabit rota, yıllar içerisinde bozularak değişmek zorunda bırakıldı.

Toplam uzunluğu 555 kilometre olan kültür yolunun 79 kilometrelik bölümü Muğla il sınırlarında, kalan kısmıysa Antalya’nın batı sahillerinden geçiyor. Teke Yarımadası’na yayılan 78 Likya kentinden yalnızca yirmisine uğrayan rota, aynı zamanda turizm hareketliliği olan Fethiye, Ölüdeniz, Kelebekler Vadisi, Kabak Koyu, Patara, Kalkan, Kaş, Kekova, Demre, Finike, Adrasan, Olimpos, Çıralı, Tekirova gibi turizm merkezlerinden geçiyor. Likya Yolu’nu her yıl yaklaşık yüz bin kişi yürüyor ve bölgedeki on binlerce kişi ve pek çok aile bu turizm değerinden ekonomik gelir elde ediyor. Ne var ki bir eko-turizm güzergâhı olan Likya Yolu aynı zamanda mücavir alan, hazine arazisi, milli park, orman sınırları ve özel mülkiyet gibi farklı bölgeleri de kapsıyor. Yeni açılan orman yolları, düzenleme yapılan alanlar, yeni seralar, tarla ve bahçelerin açılarak çit veya tel örgülerle çevrilmesi Likya Yolu’nun her yıl yeniden gözden geçirilmesine ve haritanın değiştirilmesine neden oluyor. Oysa dünyanın hiçbir yerinde uluslararası alanda tanınan bir kültür yolunun güzergâhı değişmez, haritası her yıl yeniden belirlenmez. Aksine var olan kültürel miras niteliğindeki eski göç yolları koruma altına alınarak sürdürülebilirlikle birlikte ülkenin turizm gelirine katkısının artabilmesi için gelişmesi ve yerel farkındalığı sağlanır.
Türkiye’nin TBMM Genel Kurulu tarafından kabul edilerek taraf olduğu Genişletilmiş Avrupa Konseyi Kültür Yolları Sözleşmesi kapsamında yer alan şartlara uygun olarak mevcut kültür rotalarının tescillenmesini ve korunmasını sağlaması, uluslararası bir mecburiyettir. Bu anlamda Türkiye turizm portföyünün önemli elemanlarından biri olan Likya Yolu Kültür Rotası’nın bir an önce koruma altına alınması, Kültür Varlıkları Koruma Müdürlüğü tarafından tescil edilmesi ve bu tescilin yasallaşabilmesi için Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın gerekli kanuni düzeltmeleri bir an önce hayata geçirmesi gerekiyor.