Resmi verilere göre, pestisit kullanımı özellikle 2015 yılından sonra önemli ölçüde arttı. Peki,

Pestisit nedir: Çare mi, zehir mi?

Pestisitlere nerede ve ne zaman maruz kalırız?

Pestisitler insan sağlığını ve çevreyi nasıl etkiler?

Pestisit etkisinden korunabilmek mümkün mü?

Pestisitsiz tarım mümkün mü?

Çevre, İklim ve Sağlık İçin İşbirliği Projesi (ÇİSİP) kapsamında bir araya gelen Sağlık ve Çevre Birliği (HEAL), Halk Sağlığı Uzmanları Derneği (HASUDER), Kocaeli Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı ve Buğday Ekolojik Yaşamı Destekleme Derneği’nden uzmanlar, bu sorulara yanıt veren önemli bir rapor hazırladı: Pestisitler ve Sağlığa Etkileri.

Pestisitler ve Sağlığa Etkileri raporuna göre, dünya çapında glifosat bazlı 750 farklı pestisit formülasyonu bulunuyor. Her üreticinin farklı oranlarda aktif bileşen ve formülü bulunduğu için, pestisitlerin yarattığı etki de aynı oranda karmaşık. 2018’de dünyada pestisit ticaretinin 6 milyon tona ve 38 milyar dolara ulaştığı tahmin ediliyor. Ancak pestisit kullanımının kısa vadeli ekonomik faydası, insan sağlığı ve çevre pahasına oluyor. Pestisitle artan gıda üretimi, dünyada yaşanan ciddi açlık sorununu da bitirmedi. Gıdalarda birden fazla pestisit kalıntısı bulunuyor, yani gıdalar ‘pestisit kokteyli’ içeriyor. Bazı durumlarda daha yüksek toksisiteyle sonuçlanan sinerjik etkileşimler görülüyor.

Raporda, pestisitlerin yaygın kanının aksine sadece tarımsal üretimde değil, şehirlerde haşere ve kemirgenlerle mücadele de kullanıldığı, kentsel alanlardaki pestisit maruziyetinin de tarım alanlarındaki kadar önemli olduğuna dikkat çekiliyor. Zira pestisitler emilim, süzülme, buharlaşma, sprey sürüklenmesi ve yüzey akışı gibi yollarla kullanıldıkları alanlar dışında çevresel ortamlara geçebiliyor. Canlılar, gıdaların yanı sıra evde, okulda, iş yerinde, kısacası her yerde pestisitlere maruz kalıyor. Bu durum da hayati tehlike yaratan sağlık sorunlarına yol açıyor. Türkiye Ulusal Zehir Danışma Merkezi’nin (UZEM) 2021 yılı verilerine göre, UZEM’e başvuran 217 bin 323 vakadan 8 bin 945’i tarım kimyasallarına maruz kalmış.

Pestisitler Her Yerde 1

Çocuklar Da Risk Altında

Çalışmada pestisitin etkilediği gruplar şöyle açıklanıyor: “Maruz kalan yüksek risk grupları arasında pestisit üretiminde çalışanlar ve tarım işçileri bulunuyor. Bunun dışında anne karnındaki fetüs etkileniyor. Pestisit anne sütüne de geçiyor, dolayısıyla bebekler etkileniyor. Çeşme suyundan okul bahçesine kadar her yerde pestisit bulunuyor, dolayısıyla her kesimden insan pestisitlerin olumsuz etkilerine maruz kalıyor. Pestisitler okullar, park ve bahçelerde de yaygın olarak kullanılıyor. Okul binalarında kullanılan pestisitler, kitaplar, raflar, sıralar ve duvarlara yapışabilme özelliğine sahip. Çocuklar buralara temas ettiğinde, pestisit kalıntılarını bünyelerine alabiliyor.”

Sulardaki 49 Kirletici Maddenin 33’ü Pestisit

Pestisitlerin içme suyunda etkisi de raporda yer alan başlıklar arasında. Özellikle yeraltı su kaynaklarının kullanıldığı kırsal bölgelerdeki içme suları için ciddi bir tehdit söz konusu. Çünkü tarlalarda kullanılan pestisitlerin kuyu sularına karışması onlarca yıl sürebiliyor. Bu da o bölgelerdeki sağlık sorunlarının artması demek. Türkiye’deki su kalitesine ilişkin bilgilere de yer veren çalışmaya göre, sularda tespit edilen 49 mikro kirleticinin 33’ü pestisit. Ayrıca raporda, pestisitlere yönelik yeterli filtreleme/arıtma olmadığına da dikkat çekiliyor.

Ulusal Pestisit Eylem Planı Hazırlanmalı

Raporda, Tarım ve Orman Bakanlığı ile Sağlık Bakanlığı’nın öncülüğünde, ilgili sektörlerle iş birliği içinde tarım ve gıda sektörüne yönelik ‘zehir içermeyen ulusal eylem planı’ oluşturulması talep edildi. Ayrıca AR-GE faaliyetlerinin sayı ve kapsamının artırılması, çiftçilerin bilgilendirilmesi, pestisit kullanımının sonlandırılması çağrısında bulunuldu. Türkiye’nin pestisitlerden çıkış için tarih belirlemesi istenirken, bu tarih çerçevesinde ulusal eylem planı ve yol haritası üzerinde titizlikle çalışılmalı vurgusu yapıldı, “zehirsiz tarım ve gıda uygulamaları Tarım ve Orman Bakanlığı’nın temel politikası haline gelmeli” denildi.

Pestisitler Her Yerde 2

Pestisitler İle Kanser Gelişimi Arasında Yakın İlişki

Halk Sağlığı Uzmanı Dr. Melike Yavuz, pestisitlerin sağlık üzerindeki tehlikelerine karşı acil önlem alınması gerektiğini vurguluyor: “Pestisitlerin sağlığa zararları konusunda bilimsel veriler artış gösteriyor. Buna rağmen Türkiye'de pestisit satış ve kullanımı arttı. Hastalık ve sağlık zararını önlemek için, insanların zararlı pestisitlere maruz kalmasını azaltacak önlemleri acilen almamız gerekiyor.”

Halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Çiğdem Çağlayan da pestisitlerin hastalıklarla ilişkisine değindi: “Araştırmalar hem çocuklarda hem de yetişkinlerde pestisitlerle kanser gelişimi arasında yakın ilişki olduğunu gösteriyor. Bunun yanı sıra pestisitler depresyon, dikkat eksikliği, zeka geriliği, parkinson, alzheimer, genetik, endokrin, sinir sistemi ve üreme hastalıklarının oluşumunda rol oynuyor.”

“Tarım Zehirlerine Mahkum Değiliz”

Pestisit kalıntısı nedeniyle 2021 yılında AB ülkelerinden Türkiye’ye 372 bildirim yapıldı. Söz konusu rakam, önceki üç yıl ortalamasının yaklaşık üç katı; 2022’nin ilk yarısında ise bildirim sayısı 259’a yükseldi. Ancak iç pazardaki rakamlar belli değil. Buğday Derneği Genel Müdürü Batur Şehirlioğlu da pestisitlerdeki denetimlerin şeffaf olmamasına dikkat çekti: “Tarım ve Orman Bakanlığı’nın, pestisit kalıntıları konusunda iç pazarda yaptığı denetim sonuçlarının şeffaflıkla paylaşılmaması ve ihraç edilen ürünlerde pestisit kaynaklı bildirimlerin artması, iç pazara sunulan ürünlerde daha fazla pestisit bulunabileceğine dair tüketicilerde endişe yaratıyor. Diğer yandan tarım zehirlerine mahkum değiliz. Dünyada ve Türkiye’de pek çok çiftçi zehirsiz gıda üretiyor. Pek çok proje ve yürütülen uygulamalar, entegre zararlı yönetimini kapsayan kademeli bir geçiş süreci ile pestisitlere dayalı konvansiyonel tarım sisteminin yerini agroekolojik, organik ve onarıcı tarıma bırakabileceğini gösteriyor.”

Raporun tamamına buradan ulaşabilirsiniz.