Deniz yaşamının sürdürülebilirliği üzerine çalışmalar yürüten Deniz Yaşamını Koruma Derneği, Marmara Denizi’nin önemine dikkat çekmek amacıyla Marmara’dan Akdeniz’e yelken açtı. İklim kriziyle mücadele kapsamında biyoçeşitliliğin belgelendirildiği “Marmara’dan Akdeniz’e Sürdürülebilirlik Serüveni” isimli proje 90 gün sürdü. 10 şehri ve bin 687 deniz millik bir rotayı kapsayan yolculuk boyunca gece ve gündüz 82 farklı noktada 82 dalış gerçekleştirildi. Çalışmalarla;
-Denizlerdeki biyoçeşitliliğin durumu, istilacı türlerle ilgili gözlemler ve yerel türler üzerindeki baskılar kayıt altına alındı.
-Nesli tehdit altındaki mercanlar ve diğer canlı türlerinin durumlarıyla ilgili bilim insanlarıyla görüşüldü.
-Akdeniz’in ev sahibi küçük ölçekli balıkçı kooperatifleriyle türler ve durumları üzerine diyaloglar ve istişareler gerçekleştirildi, bölgenin en eski denizcilerinden kadim bilgiler alındı. Tüm bu bilgiler arşiv niteliğinde derlendi.
-Ayrıca seçilen limanlarda deniz dibi temizliği yapılarak, yerel sanatçılar yardımıyla deniz kirliliği konusunda farkındalık yaratmak adına çeşitli sanat eserlerinin yapımına başlandı. Bu eserler 11-25 Kasım arasında İzmir Alsancak Çatı Sanat Alanı’nda sergilenecek.

Marmara Denizi'nde kırmızı mercan.
“Türkiye’de bir ilk”
Denizin yaşamın kaynağı olduğuna, aldığımız her 3 nefesten 2’sini denizlerimize borçlu olduğumuza dikkat çeken Deniz Yaşamını Koruma Derneği Başkanı Volkan Narcı “Ancak ne yazık ki denizlerimiz tehdit altında ve bize ihtiyacı var” dedi: “Marmara Denizi çok araştırılmış bir deniz değil. Sürekli olarak bizi şaşırtmaya devam edebiliyor. Bu sebeple Akdeniz, Karadeniz ve Ege Denizi’ni araştırmak, bu kıyılarda yaşayan türlerin aynı zamanda Marmara Denizi’nde de olduğunu bilimsel ve görsel olarak ortaya koymak istedik. Üst katmanda Karadeniz akıntısıyla alt katmandaki Akdeniz yaşantısını birleştirmesi, Marmara Denizi’ni çok özel ve sıra dışı kılıyor. Bu serüvenin en büyük çıktısı, Marmara’nın Türkiye’deki deniz yaşamı için son sığınak olduğu gerçeğidir. Akdeniz, Karadeniz ve Ege’nin var olabilmesi için Marmara’nın iyileşmeye ve korunmaya ihtiyacı var. Marmara'yı kaybedersek bu ekosistemleri de kaybedeceğiz.”

Gökmen Argun, Can Çaka, Louisa Vinton, Volkan Narcı, Ayşegül Çil, Engin Hinçer.
Bu seyahatin, teknik detaylarını, bir kitapçıkta topladıklarını belirten Narcı bu çalışmanın Marmara Denizi ve gelecek için değerli bir referans olacağını belirterek elde ettikleri envanteri belgesele dönüştürmeyi istediklerini söyledi.
Marmara’dan Akdeniz’e Sürdürülebilirlik Serüveni destekçilerinden UNDP adına etkinlikte konuşan UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton, denizlerin iklim kriziyle mücadeledeki rolüne dikkat çekti: “Deniz yaşamının çeşitliliği ve hayatını sağlıklı şekilde devam ettirmesi Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları kapsamında kritik derecede önem taşıyor. Denizler sadece oksijen üretmiyor, aynı zamanda büyük ölçüde karbondioksit emilimi de gerçekleştiriyor. Bu bağlamda iklim değişikliği gibi hayati bir konuyla mücadelede denizlerin önemli rolü var. Deniz Yaşamını Koruma Derneği’nin gerçekleştirdiği bu yolculuk sayesinde denizlerin önemi ile ilgili yarattığı bu farkındalığı çok değerli buluyorum.”

Marmara Denizi'nde deniz yıldızı ve boru kurdu.
Projenin destekçilerinden Anadolu Efes Bira Grubu’nun Başkanı ve CEO’su Can Çaka da “Deniz Yaşamını Koruma Derneği ile hayata geçirdiğimiz Denize +1 Nefes projesini takiben mavi sularımızı korumak için derneğin +1’i olmaya devam ediyoruz” dedi.
 

