Birinci seçenek:
Yarattığımız Dünya
2050 yılındayız. 2015’te kaydedilen emisyon kısıtlamaları dışında hiçbir denetim yapılmamış ve 2100 yılında sıcaklığın 3 derece daha artacağı bir dünyaya doğru hızla ilerliyoruz.
İnsanı sersemleten ilk şey hava oluyor.
Dünyanın birçok yerinde hava sıcak, ağır ve gününe bağlı olarak değişse de partiküllere bağlı kirlilik yüzünden hissedilir derecede yoğun. Gözleriniz sık sık sulanıyor. Öksürüğünüz hiç durmayacak gibi.
(…)
İkinci seçenek:
Yaratabileceğimiz Dünya
2050 yılındayız. 2020’den bu yana her on yılda bir emisyonları yarıya indirmeyi başardık. 2100 yılına kadar sıcaklığın 1,5 dereceden daha fazla artmayacağı dünyaya doğru ilerliyoruz.
Dünyanın pek çok yerinde hava, şehirlerde bile tertemiz. Dışarıda dolaşmak yemyeşil bir ormanda yürümek gibi. Hatta büyük oranda yaptığımız tam olarak bu. Çünkü hava Sanayi Devrimi öncesinden bile iyi.
(…)
Dünyanın sürdürülebilirliği noktasında önümüzde yukardaki iki senaryo var. Ya karbon emisyonlarını azaltıp ikinci seçeneğe doğru yol alacağız ya da ilk senaryo gerçeğimiz olacak. Paris İklim Konferansı’nı organize eden Christiana Figueres ve Tom Rivett-Carnac’ın kaleme aldığı “Seçtiğimiz Gelecek: İnatçı İyimserin İklim Kriziyle Mücadele Rehberi” isimli kitap, hâlâ geç olmadığını belirterek insanlığı geleceğini yeniden inşa etmeye davet ediyor. Yazarlarının sözleriyle: “Dünyanın yanışını mı seyredeceğiz, yoksa bambaşka bir gelecek için gerekeni yapmayı mı seçeceğiz?”
Çevirisini Şafak Tahmaz’ın, genel yayın yönetmenliğini Vahit Uysal’ın üstlendiği Siyah Kitap etiketiyle raflardaki yerini alan kitap, okurlarını iklim krizinin acımasız sonuçlarıyla yüzleştirirken her şeye rağmen kötü gidişi durdurabileceğimizi vurgulayarak harekete geçme çağrısı yapıyor: “Kimileri tehditlere sadece acil olduklarında tepki vermeye programlandığımıza inanıyor. İklim değişikliğinden kaynaklanan tehditlerse şu an fazlasıyla acil. Her yerde karşımıza çıkan süper hücreli fırtınalar, siklonlar, orman yangınları, kuraklıklar ve seller bize bu krize dair pek çok kanıt sunuyor. Dahası bu felaketlerin sıklık, ölçek ve lokasyon olarak günden güne artacağı da biliniyor. İklim değişikliğini inkar etmemiz ya da görmezden gelmemiz artık mümkün değil. Bu yüzden hemen şimdi gönülsüz girişimlerden vazgeçmek ve meydan okumanın büyüklüğüne yaraşır şekilde yeni yollar bulmamız gerek.”
Yazarlar Figueres ve Rivett-Carnac, kitaba adını veren iyimserliği de açıklıyor: “Gerçekliğimizi iyimserlikle algılayabilmek, öngörülenin değil, başka bir geleceğin mümkün olduğunu kabul etmek anlamına gelir. İklim değişikliği karşısında hepimiz iyimser olmalıyız ve bu tavrı başarı garanti olduğu için değil, başarısızlık düşünülemez olduğu için geliştirmeliyiz. İyimserlik sizi güçlendirir; etkileşim kurma, katkıda bulunma, fark yaratma arzunuzu harekete geçirir.”
Üstteki senaryolara yer vererek insanlık tarihinin en önemli krizine dikkat çekmek için yapılması gerekenlerin anlatıldığı kitap dört kısımdan oluşuyor:
Birinci kısım: İki Dünya
-Geleceğimizi Seçmek
-Yarattığımız Dünya
-Yaratabileceğimiz Dünya
İkinci kısım: Üç Farklı Görüş
-Kim Olmayı Seçeceğiz?
-İnatçı İyimserlik
-Sonsuz Bolluk
-Radikal Jenerasyon
Üçüncü kısım: 10 Adım
-Gerekli Olanı Yapmak
Sonuç:
-Yeni Bir Hikâye
-Şimdi Ne Yapabilirsiniz?