Türkiye’nin 146 yıllık en köklü markalarından Komili, T.C. Milli Eğitim Bakanlığı ile anlamlı bir işbirliğini hayata geçirdi. Çocuklarımızı erken yaştan itibaren zeytin, zeytinyağı ve yarattığı kültür ile tanıştırarak, sağlıklı kuşakların yetiştirilmesine katkı sağlamayı amaçlayan projenin detaylarını Bunge Pazarlama, Ticari Pazarlama & E-ticaret Lideri Dr. Pınar Nokay İle konuştuk.
“Köklerimizdeki Bilgiyi Geleceğe Aktarıyoruz” proje adını duyunca, ilk olarak hangi bilgi geleceğe aktarılacak sorusu aklımıza geliyor.
Bilgi tekil bir kelime ama burada kast ettiğimiz hem insan hem coğrafi olarak doğamızla ve kültürümüzle çok katmanlı ve derin bağları olan bir bilgi. Bu yüzden bilgiyi tarif ederken köklerimizi de anlatmak gerekiyor. Zeytinin anavatanı Anadolu, yaklaşık 7 bin yıl önce ilk kez bu topraklarda kültüre alındı. Bu süreçte zeytinin gelişim aşamaları içerisinde toplumun, toplumun gelişim aşamaları içerisinde de zeytinin etkilerini çok net görüyoruz. Bu 7 bin yıla uzanan köklerimizde, doğadan topluma, ekonomiden sağlığa kadar zeytin üzerinden büyük bir bilgi ürettik. Anadolu’da sahip olduğumuz değeri görünür hale getirebilir isek, anlayabilirsek, insan olarak varoluşumuzun farkındalığını ve ayrımını daha doğru okuyarak toplumun mutluluğunu ve gelişimini artırabiliriz. Ancak bu şekilde, küreselleşme ve homojenleşme eğilimleri gösteren bir dünyada, Anadolu’nun zeytin kültürüyle özgün ve farklılıkları barındıran bir hikâye anlatabileceğimizi fark edebiliriz. Biz Türkiye için yeni, holistik bir bakış açısıyla projeler kurguluyoruz. MEB işbirliği ile hayata geçirdiğimiz proje de, sahip olduğumuz bu derin bilgiyi gelecek kuşaklara aktaracak, büyük bir ihtimalle Türkiye’de de sosyal etkisi en uzun ve güçlü olacak projelerden biri olacak.
Proje kapsamında neler yaptınız?
2023-2024 eğitim yılının ilk döneminde eğitim materyallerinin üretimi ve proje planlamasını tamamladık. İkinci dönem ile birlikte Türkiye genelinde 10 pilot şehirde, 80 okulda faaliyetlerimiz başladı. Okul öncesinden liseye kadar dört farklı kademede binlerce öğrenci zeytin, zeytin ağacı ve zeytinyağı ile tanıştı. Bu kapsamda “Zeytin Seven Çocuğun Öyküsü” okul öncesi hikâye kitabımızı yayınladık. Kevser Ruhi’nin yazdığı, Dilara Ünalır’ın resimlediği projemizin bu ilk kitabı seçili 20 pilot 205 okul öncesi öğretmenine ve 3.450 öğrenciye ulaştı. Zeytin, zeytin ağacı ve zeytinyağı konuları özelinde hazırlanan yardımcı kaynak kitaplar da, 60 pilot okuldaki 30.866 öğrenci ve 1.884 öğretmenimize gönderildi. Aynı zamanda çok detaylı bilgilerle donatılmış büyük boy bir “Türkiye Zeytin Haritası” hazırladık ve bunu da projemizdeki tüm okullarımızın duvarlarına astık. Ürettiğimiz eğitim materyalleri Eğitim Bilişim Ağı’na da yüklendi. Bu sayede Türkiye’de bu sistemi kullanan binlerce öğretmenimiz ve öğrencimize ulaşabildik.
Bunge Pazarlama, Ticari Pazarlama & E-ticaret Lideri Dr. Pınar Nokay
“Zeytin Ağacı Öğrenci Kulübü” de kurmuşsunuz. Kulüplerde hangi faaliyetler yapılıyor?
Zeytin Ağacı Öğrenci Kulübü, ordan aldığımız haberler ve fotoğraflarla, bizi her gün sevindiren, motive eden bir uygulama. Türkiye’deki 10 pilot ildeki 60 okulda ilkokul, ortaokul ve lise düzeylerinde öğrenci kulüplerimizi kurduk. Bu kulüplerimize eğitim materyalleri yanında zeytin fideleri, zeytinyağı, kulüp logolu ürünler ulaştırdık. Kulüplerde panolar hazırlandı, fideler dikildi, zeytine dair şiirler yazıldı, zeytin ağacını tanımaları için aktiviteler yapıldı. Diyarbakır’dan Tokat’a, zeytin ve zeytinyağının yarattığı köklü bilgiyle belki de ilk defa tanışan çocuklarımız oldu. Kulüplerimiz çok aktif, hemen her gün bu okullardan bize fotoğraflar gönderiliyor. Biz de bazı okullarımızı ziyaret ederek öğrencilerimiz ve öğretmenlerimizin projeyi nasıl sahiplendiklerini gördük. Önümüzdeki eğitim-öğretim döneminde kulüplerimizi daha fazla okulda açacağız.
Önümüzdeki eğitim-öğretim dönemlerinde proje nasıl gelişecek?
Projemizin sahada uygulama etkisini artırmak adına, nisan ayında Prof. Dr. Hünkar Korkmaz liderliğinde Ankara’da bir çalıştay gerçekleştirdik. Okul öncesinden liseye kadar dört kademede, eğitim materyali üretimi konusunda uzman 20 eğitimcimiz, kullanacağımız eğitim materyalleri üzerinde çalıştı. Bunun sonucunda proje eğitim materyallerimiz dört tema üzerinde yapılandırıldı. Bunlar zeytin, zeytin ağacı, zeytin yetiştiriciliği ve zeytinyağı… Bu temaların tamamı her eğitim kademesi için hazırlanan hem eğitici materyallerinde hem de öğrenci etkinlik kitaplarında yer alan etkinliklerde ayrı ayrı ya da bütünleştirilerek yansıtılıyor. Tüm bu eğitim materyallerini kullanarak 25 farklı öğrenme çıktısı hedefliyoruz. Bu çıktılar zeytin üzerinden doğaya, kültüre, ülkemiz coğrafyasına, kültürüne dokunuyor. Örneğin çocuklarımız zeytin yetiştiriciliği ile birlikte, bu faaliyete uygun çevresel özellikleri kavrarken zeytin yetiştiriciliğinin sürdürülebilir çevresel, ekonomik, kültürel ve toplumsal kalkınmadaki rolünü de fark edecek. Zeytin ağacını tanırken meyvesini, yağını, onunla yaşayan biyoçeşitliliği öğrenecek, bu ağacı ve doğal habitatını korumak için bir bilinç geliştirecek. Akdeniz uygarlıklarının sembolü olan zeytin ağacının yetiştirildiği bölgelerin kültürel değerlerini tanırken, zeytinyağının sağlıklı beslenme, Anadolu mutfak kültüründeki önemini tanıyacak.
Okul öncesinden liseye kadar dört farklı kademede hazırlanan eğitim materyalleri hem basılı olarak okullara ulaştırıldı hem de dijital versiyonları Eğitim Bilişim Ağı’na (EBA) yüklendi.
Ayvalık’ta geçtiğimiz yıl açtığınız Mutlu Köy Yaşam Merkezi de bu proje kapsamında mı ilerliyor?
Ayvalık Mutlu Köy Yaşam Merkezi’ni de yine MEB işbirliğimiz kapsamında, eski bir köy okulundan dönüştürülen tarihi binamızda hayata geçiriyoruz. Burada tiyatro, yaratıcı drama, resim, müzik ve geri dönüşüm konulu atölyeler, doğa temalı birçok eğitimin yanı sıra zeytin kültürü ve zeytinyağı tadımı gibi hem çocuklara hem de yetişkinlere özel eğitimler veriliyor. Merkezimizdeki eğitimler, film gösterimleri, söyleşiler, sergiler ve performanslarla bugüne kadar binlerce çocuğa ve ailesine ulaştık. Bu yönüyle merkezimiz sadece çocuklarımıza değil, Ayvalık Mutlu Köy ve bölgede 7’den 70’e herkesin bir arada olacağı bir kültür ortamı da sunuyor.
Siz uluslararası bir markanın pazarlama liderisiniz. En başta bahsettiğiniz “holistik” bakış hem marka hem sizin için ne ifade ediyor?
Sektörünün lideri bir tarım şirketi olarak, sadece bugünün değil, gelecek kuşakların da gıda ihtiyacını karşılamak için, biyoçeşitliliği korumak, sürdürülebilir tarımı teşvik etmek, çiftçilerimizin ve yerel toplulukların sosyal ve ekonomik refahını desteklemek bu holistik bakışın bir gereği. Bu yüzden sürdürülebilirlik projelerimizin çatısını kurduğumuz “Kuşaklar Boyu Yaşasın Diye” Komili için bir slogandan öte, bilimsel verilerle desteklenen bütüncül bir platformu ifade ediyor. Benim içinse özünde iyiliği, iradeyi, güçlü kalmayı, sadece kendisini değil çevresini de korumayı, yaşatmayı, dönüştürmeyi taşıyan bir meyvenin bu gücünün farkına varmak, bu bakışın anahtarı. Zeytinyağı sadece temel bir gıda değil, aynı zamanda sağlıklı yaşamın kaynağı, insanlarla doğa arasında hayati bir bağ. Zeytin ve zeytinyağının binlerce yıldır yarattığı bu kültürü korumak, gelecek kuşaklara aktarmak bu sektörde çalışan bir profesyonel olarak benim için şahsi bir sorumluluk.
YERYÜZÜ 2024 / SORUMLU KURUMLAR REHBERİ