Bu yıl 8’incisi düzenlenen Bozcaada Uluslararası Ekolojik Belgesel Festivali’nde (BIFED) ödüller sahiplerini buldu. Bu yıl 100 ülkeden başvuran bini aşkın belgeseller arasında 15’inin finale kaldığı Ana Yarışma kategorisinde, Fethi Kayaalp Büyük Ödülü'nü yönetmenliğini Lars Edman ve William Johansson Kalén’in üstlendiği, İsveçli bir maden şirketinin Şili’deki Arica kasabasına tonlarca atık madde ihracatını anlatan İsveç-Şili ortak yapımı “Arica” filmi aldı.

İkincilik Ödülü olan Madam Melpo Ödülü’nü, İsviçre-Paraguay yapımı “Nothing But the Sun (Güneş Hariç Hiçbir Şey)” filmi kazanırken üçüncülük Filipinler yapımı “To Calm the Pig Inside (İçteki Domuzu Yatıştırmak)” filminin oldu.

Öğrenci filmlerine verilen Gaia Ödülü’nü Endonezya yapımı “Human vs. Elephant (İnsana Karşı Fil)” kazandı.

Bozcaada Belediyesi organizasyonu, Kadıköy Belediyesi Sinematek/Sinema Evi işbirliğiyle gerçekleştirilen festivaldeki belgeseller 19 Ekim’e kadar bifed.org adresinden çevrimiçi ve ücretsiz olarak izlenebilecek.

BIFED’de Büyük Ödül Atık Madde Mücadelesine 1

Arica filmi.

Holzer: Çok daha temiz, çok daha adil, çok daha dayanışmanın olduğu bir dünya dileğimiz

Bozcaada’da gerçekleşen ve BIFED ekibinden Nazlı Salcıoğlu’nun sunduğu çevrimiçi törende konuşan Festival Yönetmeni Petra Holzer “Adanın en güzel zamanları ve bu güzelliği diğer yönetmenler, konuklar, jüriler, medya mensupları olmadan yaşadığımız ikinci yıl bu. Son yıl olmasını diliyor ve bu festivali mümkün kılan herkese en içten şükranlarımı sunuyorum. Siz cesur ve yetenekli yönetmenlerin güzel eserlerinden seçme yapmak çok güç oldu. Daha festivalin bitmesine iki gün kala tüm kapasitenin yüzde 85’i tükendi. Festivale gösterilen ilgi BIFED ekibinin tüm yorgunluğunu aldı götürdü. Çok daha temiz, çok daha adil, çok daha dayanışmanın olduğu bir dünya dileğimiz ve bu uğurda çabamız sürüyor” dedi.

Özgüven: Mücadeleye bir tuğla eklemek için bu festivali yapıyoruz

Festival Koordinatörü Ethem Özgüven, “Festival bitti ama sorunlar ve umutlar devam ediyor. Önümüzdeki süreçte çok daha fazla dayanışma gerekiyor. Azalan kaynaklar daha az insanın eline geçen zenginlik ve yaygınlaşan yoksulluk bu düzenin değişmesini zorunlu kılıyor. Bir tarafta bu kadar lüks, şaşaa ve bu kadar israfı diğer tarafta göçler, açlık, hastalıklar… Maalesef durum hiç iç açıcı değil ve bunu görmezden gelme imkânımız yok. Mücadeleye bir tuğla eklemek için bu festivali yapıyoruz.” diyerek konuşmasını tamamladı.

BIFED’de Büyük Ödül Atık Madde Mücadelesine 2

Adalet Mücadelesi: Arica

Jüri, İsveçli bir maden şirketinin, Şili’nin çöl kasabası Arica’ya 20 bin ton zehirli atık ihraç etmesinin ardından binlerce insanın hastalanması ve birçoğunun kanserden ölmesini anlatan belgesele Fethi Kayaalp Birincilik Ödülü’nü verirken, “Lars Edman ve William Johansson’un çok iyi kotardığı Arica adlı belgesel, zamanımızın bir kolonyalizm vakasına ışık tutuyor. 15 yıllık bir süreçte çekilen film, bir İsveç madencilik şirketinin zehirli atıklarından etkilenen Şili’nin kuzeyindeki Arica halkına güçlü bir ses oluyor. Arica, sesi duyulmayan ve görmezden gelinen kurbanlar adına adalet savaşı veren, önemli bir film. 1980’lerden beri maruz kalınan atıklar kanser, doğumda bozukluklar ve ciddi hastalıklara sebep olmuştur. Günümüzde dahi kurbanlar adalet ve tazmin beklemektedir. Şimdi Lars Edman ve William Johansson sayesinde en azından sesleri duyuluyor ve dünya artık onları görmezden gelemiyor” açıklamasını yaptı. Açıklamayı jüri adına canlı yayına bağlanan Türkiye’den Aslı Odman ve Kolombiya’dan Juliana Paniagua yaptı.

Kaybolan Bir Kültürün Koruyucu: Nothing But The Sun

Bu sene ilk kez Madam Melpo adına takdim edilen ikincilik ödülünü, Jüri adına Türkiye’den Nazmi Ulutak ve Sırbistan’dan Andrijana Stojkovic açıkladı. Uluslararası Yarışma kategorisinde ikincilik ödülünü kazanan Arami Ullon’un “Nothing But The Sun (Güneş Hariç Hiçbir Şey)” belgeselini jüri, “Bu belgesel Paraguay’ın Chaco bölgesinde yaşayan Mateo Sobode Chiqueno hakkında. O ve halkı Ayoreo topraklarını terk etmek zorunda kaldı. Yerli halktan bazıları hâlâ bu vahşi ormanda yaşamaya devam etmekte. Mateo, 1970'lerden beri kendi topraklarından getirdiği kültürel mirasını ses kasetlerine kaydediyor. Bu belgesel bize beyaz medeniyetten etkilenen bu insanların geçmişini, bugününü ve geleceğini etkileyici bir şekilde gösteriyor. Yönetmen Arami Ullón, “Mateo Sobode Chiqueno'nun yardımıyla Ayoreo halkının hikâyesini başarıyla anlatıyor” açıklamasıyla duyurdu.

BIFED’de Büyük Ödül Atık Madde Mücadelesine 3

Kıyı Kentinin Portresi: To Calm The Pig Inside

Festivalde üçüncülük ödülü Filipinli yönetmen Joanna Vazquez Arong’ın “To Calm the Pig Inside (İçteki Domuzu Yatıştırmak) belgeseline verildi. Ödülü jüri adına Türkiye’den Mücella Yapıcı ve Brezilya’dan Márcia Gomes de Oliveira açıklarken, “Geçen yıl ‘İçteki Domuzu Yatıştırmak’ ilk gösteriminde ünlü Slamdance Film Festivali'nin Jüri Büyük Ödülü'nü aldı. Şimdi BIFED Jürisi, Joanna Vasquez Arong'un kısa belgeselini üçüncülükle onurlandırıyor. Bu belgesel, Filipinler'de bir tayfunun paramparça ettiği bir kıyı kentinin hareketli bir portresidir. Siyah-beyaz çekilmiş, ıssızlıkta şiirselliği bulan harika bir kısa film. Yürek parçalayıcı aynı zamanda da çok güzel. İçteki Domuzu Yatıştırmak tarihi, siyaseti ve kişisel anlatıyı dokuyor. Joanna, Yolanda’nın köklerini ve yıkımının yol açtığı acıları paylaşarak büyük bir şiirsellik ve duyarlılıkla anlatıyor. Film yalnızca dramatik bir hava olayını ve iklim değişikliğini değil, aynı zamanda bir başka önemli küresel sorunu da ele alıyor: siyasi yolsuzluk ve bunun dramatik sonuçları. Joana'nın başyapıtı, en zayıfımızda bile bulunabilecek insan iradesinin gücünü belgeliyor. Reddedilemeyecek derecede güçlü bir sesin yarattığı hayatta kalmaya kararlı bir halkın geniş bir portresi. Güçlü bir kısa film ve sinematografi açısından mükemmel bir çalışma.” açıklamasını yaptı.

Filler ve İnsanlar Arasındaki Yaşam Alanı Çatışması: Human vs Elephant

Elif Demoğlu, Benjamin Huguet ve Sam Plakun’dan oluşan Gaia jüri ekibinin ortak açıklamasıyla bu kategorideki kazanan açıklandı. Jüri, “Yönetmen Afif Fahmi’nin “İnsan ve Fil” filmi hem sinemasal hem de bireysel ölçekte, uluslararası seyircinin de kolaylıkla ilgilenebileceği, dahil olabileceği sorunsalı ile ustaca oluşturulmuş bir hikâye” diyerek belgeseli tanımladı.