Uçsuz bucaksız Sibirya düzlükleri... Yana nehir havzasının hemen yanında buzu hiç çözülmeyen donmuş toprakların arasında bir krater Batagayka. Bir kilometre genişliğe ve seksen altı metre derinliğe sahip, benzerlerinin arasında en büyüğü, mega-çöküntü olarak da biliniyor. Bölge halkıysa krateri ölüler diyarına açılan kapı olarak adlandırıyor. Yeryüzündeki bu ilginç delik, mitolojide bahsi geçen yeraltı şehrine ulaşmak istermiş gibi düzenli olarak büyüyor. Kraterde yıllık ortalama on metrelik büyüme, sıcak geçen yıllardaysa otuz metrelik derinleşme meydana geliyor.
Kraterin oluşması 1960’lardaki hızlı ormansızlaşmaya dayanıyor. İngiltere’nin Sussex Üniversitesi’nden araştırmacı Julian Murton, kraterin sürekli büyümesini şöyle açıklıyor: “Zemin yüzeyinin ısınması, donmuş tabakanın hemen üzerindeki toprağın ısınmasına neden oluyor. Bu durum bölgede donmuş tabakanın yavaşça erimesine, buzun ani sıcaklıklara maruz kalmasına ve erime ivmesinin artışına yol açıyor.”
İşin ilginç tarafı kraterin büyümesiyle ortaya çıkan tabakalar, araştırmacılara iklimin geçmişi ve yeryüzünün bir zamanlar nasıl göründüğü hakkında veri sağlıyor. Kuzey Sibirya bölgesinin iklim tarihi oldukça az biliniyor. Geçmişte bu bölge periyodik ısınma ve soğuma dalgalanmalarına maruz kalmıştı. Örneğin yüz yirmi beş bin yıl önce gezegenimizin iklimi, günümüzden birkaç derece daha sıcaktı ve yeryüzünde buzullar arası çağ (interglacial) periyodu yaşanmaktaydı. Dr. Murton, o dönemdeki ekosistemin neye benzediğini algılayabilirsek küresel ısınma konusunda gezegenimizin geleceği üzerine tahminler yapabileceğimizi belirtiyor.