Türkiye İş Bankası ve Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ), denizlerimizdeki yaşama dair bilimsel ve akademik çalışmalara destek olmak üzere bir işbirliğine gitti. Denizlerle ilgili araştırma yapan bilim insanları, akademisyenler ve araştırmacılar açısından büyük önem taşıyan işbirliği kapsamında, İş Bankası, Fransa’da üretilen ve “Deniz Kâşifi” adı verilen, ülkemizde ilk kez kullanılacak insansız sualtı planörü glider cihazını, ODTÜ bünyesindeki Deniz Bilimleri Enstitüsü’nün kullanımına sundu. Projeyi İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran (H.A.), ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Verşan Kök (M.V.K.), ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Barış Salihoğlu (B.S.) ile konuştuk.

Deniz kâşifi, özel üretilmiş bir sualtı aracı. Bu araç sualtında nasıl bir görev alacak?

M.V.K.: Bu cihazla iklim değişikliği başta olmak üzere denizlerde birçok soruna çözüm geliştirebilecek çalışmalar mümkün olacak. Bu kapsamda denizlerimizin daha iyi anlaşılması ve ekosistem sağlığının durumunu daha iyi tespit edilmesi sağlanacak. Bunun, İş Bankası ile denizlerimiz üzerindeki işbirliğimizde çok önemli bir başlangıç olduğuna inanıyoruz. Bilimsel mükemmeliyet önceliğimiz yanında üniversite - sanayi işbirliği vizyonumuzu da desteklemek amacıyla bir süre önce bünyemizde bir İklim Değişikliği ve Sürdürülebilir Kalkınma Merkezi kurduk. Bu merkez çatısı altında da özellikle toplumu bilinçlendirme, kapasite geliştirme ve farkındalık konularında İş Bankası ile işbirliğini çok önemsiyoruz. Ülke ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak denizlerden planlı, sürdürülebilir ve daha verimli faydalanmak adına bu proje süresince yürütülecek çalışmalara herkesi katkı vermeye davet ediyorum. Umuyorum ki İş Bankası ile denizlerimiz üzerine başlattığımız bu işbirliği güçlenerek devam edecek ve en başta Marmara Denizi olmak üzere tüm denizlerimizin sağlığına yönelik çığır açıcı çalışmalara ve çözümlere yönelik adımlar atılacaktır.

B.S.: Bu glider gibi mobil otonom cihazlar, esasında merkezinde ODTÜ Bilim gibi oşinografik araştırma gemileri olan, gemi, sabit ve mobil araç ve cihazları içeren entegre gözlem sistemleri içerisinde anlam ve etki yaratacak. Deniz Kâşifi, bu yönde atılmış kritik bir adım. Bu tür gözlem sistemleri, umarız ülkemizde artarak yayılacak. Bu konuda çalışmak isteyen her kuruma destek olmaya hazırız. Deniz Kâşifi’nin, Türkiye İş Bankası ve deniz araştırmalarıyla ilgili işbirliğinde çok önemli bir başlangıç olduğunu düşünüyoruz. İş Bankası ve ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitümüz işbirliğini, toplumu bilinçlendirme, deniz ve iklim okuryazarlığını arttırma yönünde de ilerletmek arzusundayız. Gerek DEKOSİM - Deniz Ekosistem ve İklim Araştırmaları Merkezi gerek yeni kurulan ODTÜ İklim Değişikliği ve Sürdürülebilir Kalkınma Uygulama ve Araştırma Merkezi kapsamında yeni fikirler ve projeler geliştiriyoruz. Umudumuz gelecek nesillere daha mavi denizler, daha temiz bir dünya bırakabilmek.

Deniz kâşifi, bilimcilere ne tür veriler sunacak?

B.S.: Deniz altında gemiden bağımsız olarak belirlenen bir rota çerçevesinde 100 güne kadar ölçüm yapabilen ve 1.000 metre derinliğe kadar inebilen Deniz Kâşifi, yüzeye çıktığında topladığı verileri belli aralıklarla uydu sistemi üzerinden bilim insanlarına aktarabiliyor. Sıcaklık, tuzluluk, oksijen, klorofil, bulanıklık gibi su kolonunun özelliklerini ölçebilen çok çeşitli sensörlerle donatılan glider cihazı, her türlü koşulda oşinografik ölçümler için kullanılabiliyor. Cihazı dünyadaki benzerlerinden ayıran en önemli özelliği ise üzerinde taşıdığı gerçek zamanlı azot ölçebilen sensörü. Bu sensör, şu anda denizlerde besin tuzu ölçümü yapabilen en son teknolojiyi içeriyor.

İş Bankası - ODTÜ İşbirliği: Deniz Kâşifi 1

Projeyi ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Barış Salihoğlu, ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Mustafa Verşan Kök ve İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran tanıttı (soldan sağa).

Bu cihaz deniz ekosistemimizin sürdürülebilirliğinde nasıl bir rol üstlenecek?

B.S.: Cihaz; iklim değişikliğinin denizlerdeki olumsuz etkileri başta olmak üzere veri ihtiyacı çok fazla olan sorunların tespit ve takip edilmesi, gerekli tedbirlerin alınabilmesi, çözüm önerilerinin geliştirilebilmesi için veri toplayacak. Deniz Kâşifi topladığı verilerle denizlerimizin sağlığının korunması, kirliliğin önlenmesi ve giderilmesi, biyolojik çeşitliliğin korunması başta olmak üzere denizlerimizdeki ekosistemin sürdürülebilirliğinde bilim dünyasına yol gösterici olacak. Cihazın topladığı verilerden elde edilen sonuçlardan, denizlerle ilgili araştırma yapan ülkemizdeki tüm bilim dünyası, akademisyenlerin yanı sıra karar vericiler de yararlanabilecek.

Denizler de dahil, yeryüzünde tüm kaynaklar hesapsız tüketiliyor. Bu hoyrat tüketime kurumlar nasıl tavır alabilir?

H.A.: Aklıyla, muhakeme gücüyle, iletişim becerileri ve hayal kurma kabiliyeti ile diğer türlerden ayrışan, araç gereç geliştirme yetenekleriyle diğer türlerden üstün olan insanoğlu, üzerinde yaşadığı gezegenin sonunu getirme konusunda da bu üstünlüklerini kullanmada kararlı ve emin görünüyor. Boş ve çok güzel bir gezegende kaynakların sonsuz, sınırsız olduğunu düşünerek başladığımız yolculukta, yavaş yavaş sınırlara yaklaştığımızı görüyoruz. Savaşlar, yoksulluk, göçlerle susuzluk, kıtlık ve çevre kirliliği arasında çok yakın bir ilişki bulunuyor. İhtiyacımızdan fazlasını tüketerek, yok ederek, kirleterek acımasızca ve düşüncesizce, büyük bir hırsla, kaybet – kaybet anlayışıyla hareket ediyoruz. Yakın geçmişte başlayan savaş, enerji ve gıda krizi, su baskınları ve orman yangınları bizi kendimize getirmeye maalesef yetmedi. Bir sabah uyandığımızda masmavi denizimizin üzerinde daha önce hiç görmediğimiz adını da daha sonra öğrendiğimiz müsilaj gerçeğiyle yüzleştik. Bilim insanlarımızın yıllarca dile getirdikleri, kendilerine dert edindikleri gerçekleri ve riskleri anlayabilmemiz için illa görmemiz, yaşam kalitemizi etkileyecek boyutlara yükselmesini beklememiz gerekiyor. İşte bizlere, kurumlara düşen görev, o gün gelmeden sorumluluk almak ve elimizi taşın altına koymaktır.

Deniz Kâşifi projesi İş Bankası için ne ifade ediyor?

H.A.: ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü’nün kullanımına sunduğumuz Deniz Kâşifi, tarif ettiğim bu sorumluluk ve inisiyatife önemli bir örnek. Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizde deniz kirliliği konusundaki bilimsel ve akademik çalışmalara destek olacak cihaz, denizlerle ilgili yürütülen bilimsel ve akademik çalışmaların daha verimli ve büyük ölçekli yapılabilmesine olanak sağlayacak. Cihaz, geleceğe dair umudumuzun bir göstergesi olması açısından da bizim için çok anlamlı… Cumhuriyetimizin 100. yılına girerken ‘önemli olan geçmişten ne getirdiğimiz değil, bizim geleceğe ne götüreceğimiz’ anlayışıyla, ‘dünya bizim gelecek bizim’ diyerek sürdürdüğümüz bu yolculukta inisiyatif almaya devam edeceğiz.

Deniz Kâşifi’nin bizi umutlandıracak çalışmalara katkı sunmasını biz de diliyoruz. Öte yandan hemen gözümüzün önünde yaşanan müsilaj gibi umudumuzu kıran sorunlar ne olacak?

H.A.: Yaşamın olduğu yerde her zaman umudun da olduğunu düşünüyorum. Prof. Dr. Mustafa Sarı’nın, İş Bankası Kültür Yayınları’ndan çıkan Müsilaj, Ağıt mı Umut mu? kitabında anlattığı çırçır balığı örneğindeki gibi... Deniz balıkları içerisinde kuş gibi yuva yaparak üreyen çok az tür var. Çırçır balığı da bu türlerden biri. Çırçır balığı yuva yapmak için normalde deniz kabuklarına, kuma ihtiyaç duyar. Prof. Dr. Sarı, müsilajın tüm Marmara’yı sardığı günlerde Erdek’te dalış yaptığı sırada bir çırçır balığının müsilaj kümesinden, etraftan taşıyabildiği çerçöpten yuva yaptığına tanık oluyor. Deniz canlılarının çoğunu, balıkları yaşamdan koparan müsilaj çırçır balığına yuva olduysa, Batman’ın Sason Çayı’nda nesli tükendiği düşünülen ve 47 yıldır izine rastlanmayan bantlı çöpçü balığı görüldüyse herkesin yapabileceği şeyler olduğuna inanmak, umut etmek için de çok neden vardır diye düşünüyorum.