Pera Müzesi’ndeki Mektep Meydan Galatasaray ve İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’ndeki Batıya Açılan Pencere: Galatasaray Lisesi’nin 150 Yılı (1868- 2018) sergileri, katılımcıları “mektep” Evliya Çelebi’nin aktardığı üzere; sultan II. Bayezid (1481 - 1512) bir kış günü Galata sırtlarında avlanırken son derece bakımlı büyük bir bahçe içinde köhnemiş küçücük bir kulübe görür. Kulübenin sahibi Gül Baba ile tanışan padişah, onu bahçeye gösterdiği özenden dolayı ödüllendirmek ister ve Gül Baba’nın isteği üzerine bu bahçeye bir mektep ve bir darülşifa (hastane) inşa ettirir. Galata Sarayı Ocağı’nın sonraki ismiyle Galatasaray Lisesi’nin en eski hikâyesi böyle bilinir. Tarihi, padişahlara danışmanlık eden bilgi sahibi kişilerin yetiştiği, 15. yüzyıl sonundan (1481) - 18. yüzyıl (1715) başlarına kadar işlevini sürdüren işte bu Galata Sarayı Ocağı’na dayanan, cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren ülkenin Batı’ya dönük yüzünün sembolü olan, öğrenim modeliyle diğer okullara örneğine dönüşen, müzisyenler, sanatçılar, şairler yetiştiren bir okul Galatasaray Lisesi. Türkiye’nin can damarı olmuş bir meydana ismini veren, bu meydanda Cumartesi Anneleri’ni, basın açıklamaları için toplanan kalabalıkları, eylem için bir araya gelenleri, sinemaya gitmek için arkadaşlarını bekleyen festival izleyicilerini, okulda düzenlenen konserlere gelen diğer liselerin öğrencilerini ya da İstiklal Caddesi’ni dolduran her türden insanı ağırlayan bir kurum aynı zamanda. Bu meydan ve mektebin birbirinden kopması imkânsız öyküsü şimdi iki serginin konusu oldu.

Suna ve İnan Kıraç Vakfı’nın kültür sanat alanında faaliyet gösteren iki kardeş kurumu Pera Müzesi ve İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, Galatasaray Lisesi’nin kuruluşunun 150. yılı kapsamında iki ayrı sergiyi birden ağırlıyor.

Galatasaray Lisesi 150 Yaşında 1

Ali Kazma’nın rezidans serisinden okul isimli eser, 2013.

Pera Müzesi’ndeki 14 Eylül 2018 – 25 Kasım 2018 arasında sürecek Mektep Meydan Galatasaray sergisi Galatasaray Lisesi’nin yeri, işlevi, tarihi ve mekânıyla ilişkilenen güncel yapıtları bir araya getiriyor. Serginin küratörlüğünü Çelenk Bafra üstleniyor. Sergide Ali Kazma, Antonio Cosentino, Barış Göktürk, biriken (Melis Tezkan, Okan Urun), Burak Delier, Cemal Emden, Elvan Alpay, Hasan Deniz, Hera Büyüktaşçıyan, Vahit Tuna’nın çalışmaları yer alıyor.

Küratör Çelenk Bafra, sergiyi ele alırken mekteple meydanın ilişkisine uzandığını ve meydanı kapsamadan okulun hikâyesini anlatmanın mümkün olmadığını söylüyor. Okulun kent tarihindeki yeri ve kurduğu ilişki de böyle şekilleniyor.

Kamuya açılan bir alan olarak Galatasaray Lisesi, kentin merkezinde yer alan konumuyla öncelikle tüm olup bitene İstiklal Caddesi’nin akışına bir arka plan oluşturuyor. İkincil olarak ise temsil ettiği ekolle, Osmanlı ile ve cumhuriyetle ilişkisiyle dahası yetiştirdiği sayısız isimle hem bir izleyiciye hem de koruyucuya dönüşüyor.

İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’ndeki 14 Eylül 2018-23 Şubat 2019 arasında sürecek Batıya Açılan Pencere: Galatasaray Lisesi’nin 150 Yılı (1868- 2018) sergisi mektebin 1868’den bu yana süren nitelikli insan yetiştirme vizyonundan kesitler sunan kapsamlı bir arşivi gün yüzüne çıkartıyor. Küratörlüğünü İzzeddin Çalışlar’ın üstlendiği sergi, Galatasaray Lisesi ve Galatasaray Müzesi koleksiyonlarıyla mezunların arşivlerinden derlenen fotoğraf, film, efemera ve mektebin farklı dönemlerinde kullanılmış pek çok obje gibi çeşitli orijinal malzemelerden oluşuyor.