Her yıl 2000'den fazla türe ait milyarlarca hayvan karada, okyanuslarda, nehirlerde ve gökyüzünde ulusal sınırları ve kıtaları aşan göç yolculukları yapıyor; kimisi de beslenmek ve üremek için dünyanın binlerce kilometre ötesine gidiyor. Göçmen türler; bitkileri tozlaştırarak, temel besin maddelerini taşıyarak, zararlıları avlayarak ve karbon depolanmasına yardımcı olarak dünyaki ekosistemlerinin korunmasında hayati faydalar sağlıyor. Göç eden hayvanlar dünyanın en ikonik türlerini da kapsıyor: Filler, balinalar, yunuslar ve kaplumbağalar… Ancak bu hayvanlar göç boyunca bir dizi tehlikeyle karşılaşıyor. Örneğin bir leylek göç yolunda Orta Avrupa'da yanlış inşa edilen elektrik direklerinden kaynaklanan elektrik çarpması riski, Akdeniz bölgesinde çevresel zehirlenme ve habitat kaybı, Kuzey Afrika'da ise yasadışı avlanma nedeniyle tehlike altında.


Doğa Sınır Tanımaz 1

Jaguar / Gregoire Dubois

Birleşmiş Milletler’in (BM) ilk kez hazırladığı Dünya Göçmen Türlerinin Durumu raporu Özbekistan'ın Semerkant kentinde 12-17 Şubat tarihleri arasında düzenlenen BM Yaban Hayatı Koruma Konferansı’nda (COP 14) hükümetlerin dikkatine sunuldu. Rapor, BM sözleşmesiyle korunan 1.189 hayvan türüyle birlikte, 3.000'den fazla liste dışı göçmen türünü de kapsıyor. Türlere yönelik tehditleri analiz eden rapor, göçmen türlerdeki azalmanın büyük ölçüde insan faaliyetlerinden kaynaklandığını ortaya koydu. Tehditler arasında habitat kaybı, bozulması ve parçalanması, aşırı avlanma, iklim değişikliği ve kirlilik yer alıyor.


Doğa Sınır Tanımaz 2

"Dünya Göçmen Türlerinin Durumu" başlıklı rapor göçmen türlere yönelik hazırlanan ilk kapsamlı rapor özelliğini taşıyor.

Rapora göre;

* Sözleşme listesindeki göçmen türlerin %44'ünde önemli popülasyon düşüşleri yaşanırken, %22'si de tamamen yok olma tehlikesiyle karşı karşıya.

* Sözleşme listesindeki balıkların neredeyse tamamının (%97) soyu tükenme tehdidi altında.

* Soyu tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan ancak şu anda sözleşme kapsamında listelenmeyen 399 göçmen hayvan daha tespit edildi. Bunların yaklaşık yarısı balık türü.

 * Listelenmeyenler de dahil olmak üzere, tüm göçmen türler için yok olma risk faktörü giderek artıyor.

 * Listedeki göçmen hayvanlar için “önemli” olarak tanımlanan Önemli Biyoçeşitlilik Alanlarının yarısı (%51) koruma statüsüne sahip değil. Listedeki türler için önemli kabul edilen izlenen alanların %58'i ise sürdürülemez düzeyde insan kaynaklı baskı altında.


Rapor aynı zamanda risk altında olan ancak sözleşme kapsamına girmeyen kaç göçmen tür olduğunu da araştırdı. Birçok albatros ve tüneyen kuşlar, köpekbalıkları ve vatozlar da dahil olmak üzere, çoğunlukla kuşlar ve balıklar olmak üzere 399 göçmen türün tehdit altında veya tehdide yakın olarak sınıflandırıldığını ancak henüz sözleşme listesinde yer almadığını tespit edildi.

 

Hem sözleşme listesindeki hem de diğer göçmen türlere yönelik en büyük iki tehdidin, sürdürülemez avlanma, aşırı avlanma ve balıkçılıkta olduğu gibi hedef dışı hayvanların yakalanmasını içeren aşırı sömürü ile tarım, ulaşım ve enerji altyapısının genişletilmesi gibi insan faaliyetlerden kaynaklanan habitat kaybı, bozulması ve parçalanması olduğu teyit edildi.

 

Rapor, birçok türün endişe verici durumunun altını çizerken, popülasyon ve tür çapında iyileşmelerin mümkün olduğunu da göstererek başarılı politika değişikliği ve olumlu eylem örneklerinin de önemini vurguluyor. Örnekler arasında Kıbrıs'ta yasadışı kuş ağlarının yüzde 91 oranında azaltılmasını sağlayan koordineli yerel eylem ve Kazakistan'da Saiga antilobunu yok olmanın eşiğinden döndüren başarılı entegre koruma ve restorasyon çalışmaları yer alıyor.


Doğa Sınır Tanımaz 3

Çekiç Başlı Köpekbalığı / Masayuki Agawa - Ocean Image Bank

2024-2032 Göçmen Türler için Eylem Önerileri

Dünyadaki Göçmen Türlerin Durumu raporu göçmen türlere yönelik tehditlere dikkat çekerken bir dizi öncelikli eylem önerisi de sundu. Bunlar arasında 

* Göçmen türlerin yasadışı ve sürdürülemez avcılığının yanı sıra hedef olmayan türlerin tesadüfi avcılığıyla mücadele çabalarının güçlendirilmesi ve genişletilmesi,

* Göçmen türler için önemli alanların belirlenmesi, korunması, birbirine bağlanması ve etkin bir şekilde yönetilmesine yönelik eylemlerin artırılması,

* Sözleşme listesindeki neredeyse tüm balık türleri de dahil olmak üzere, nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan türlere acilen eylem planı oluşturulması,

* İklim değişikliğinin yanı sıra ışık, gürültü, kimyasal ve plastik kirliliği ile mücadele çabalarının artırılması,

* Ulusal ve uluslararası ilgiye ihtiyaç duyan daha fazla risk altındaki göçmen türü içerecek şekilde sözleşme listesinin genişletilmesi,

* 2030 yılına kadar dünyanın kara ve deniz alanlarının %30'unun doğaya ayırılması ve bu taahhütlerin yerine getirilmesi gerektiği vurgulanıyor.


Doğa Sınır Tanımaz 4

Mısır akbabası / Sergey Dereliev, www.dereliev-photography.com

Göçmen Türlerin Korunması Sözleşmesi Nedir?

Bonn Sözleşmesi olarak da bilinen Göçmen Türler Sözleşmesi (The Convention on Migratory Species-CMS), karasal, sucul ve kuş göçmeni hayvanların ve yaşam alanlarının korunması ve sürdürülebilir kullanımı için küresel bir platform sağlayan Birleşmiş Milletler'in bir çevre anlaşmasıdır.


Doğa Sınır Tanımaz 5


Göçmen Türler Sözleşmesi'ne Taraf Olan Ülkeler Mavi; Taraf Olmayanlar ise Yeşil ile işaretlenmiştir.

133 tarafı olan (132 ülke ve Avrupa Birliği) uluslararası sözleşme 23 Haziran 1979 tarihinde Almanya'nın Bonn kentinde imzalandı ve 1983 yılında yürürlüğe girdi. Misyonu, göçmen türleri ve onların yaşam alanlarının korunması için uluslararası politikalar oluşturmak ve bu konuyla ilgili bilimsel platformların oluşturulmasını sağlamaktır. Bu anlaşma kapsamında göç yollarının tamamında veya büyük bir kısmında yok olma riski altında olan veya koruma statülerini artırmak için koordineli uluslararası eyleme ihtiyaç duyan ve düzenli olarak ulusal sınırları geçen 1189 tür listelendi. Bunlar, hayatta kalmaları ve korunmaları için gerçekten uluslararası işbirliğine ihtiyaç duyan türlerdi.


Doğa Sınır Tanımaz 6

Fil / Gregoire Dubois

Göçmen Türleri Korumak Neden Önemli?

Antiloplardan balıklara, balinalardan fillere, yarasalardan kuşlara ve hatta kelebeklere kadar göçmen hayvanlar, dünyadaki tüm yaşamı destekleyen ekosistemlerin temel bileşenleridir. Göç rotaları boyunca, ekinlerin tozlaşması, tohum dağıtımı, haşere kontrolü, hastalık kontrolü, iklim değişikliğinin azaltılmasına katkıda bulunan karbon depolayan habitatların bakımı, ortamlar arasında besin aktarımı ve sürdürülebilir geçim kaynaklarına destek gibi insanlar için hayati faydalar sağlarlar. Birçok kültürde göçmen türler sembolik öneme de sahiptir ve yerel kültürel miras ve geleneklerin ayrılmaz bir parçasıdır.


Doğa Sınır Tanımaz 7

Flamingo / Sergey Dereliev, www.dereliev-photography.com

Raporu Kim Hazırladı?

Birleşmiş Milletler Çevre Programı Dünya Koruma İzleme Merkezi'ndeki (UNEP-WCMC) koruma bilimcileri tarafından Göçmen Yabani Hayvan Türlerinin Korunması Sözleşmesi (Convention on the Conservation of Migratory Species of Wild Animals (CMS) için hazırlanan Dünya Göçmen Türlerinin Durumu raporu, dünyanın en sağlam tür veri setlerini kullanarak ve BirdLife International, Uluslararası Doğa Koruma Birliği (IUCN) ve Zoological Society of London (ZSL) gibi kurumlardaki uzmanların, bilim insanlarının katkılarıyla hazırlandı.

 

Doğa Sınır Tanımaz 8

Kar leoparı Özbekistan'da kilit taşı bir türü olduğu için COP 14 logosunun ana sembolü olarak seçildi.

CMS COP14

Özbekistan'ın Semerkant kentinde başlayan BM Yaban Hayatı Koruma Konferansı (CMS COP 14), Kunming-Montreal Küresel Biyoçeşitlilik Çerçevesi'nin (Biyoçeşitlilik Planı) kabul edilmesinden bu yana düzenlenen en önemli küresel biyoçeşitlilik toplantılarından biri. Bu toplantı aynı zamanda Saiga antilobu, kar leoparı gibi birçok göçmen türe ev sahipliği yapan Orta Asya'da yapılacak küresel çevre anlaşmasının ilk COP'u. Konferansın bu yılki sloganı, göçmen türlerin siyasi sınırlara bağlı olmadığını ve hayatta kalmalarının uluslararası işbirliğine ve sınır ötesi koruma çabalarına bağlı olduğunu hatırlatan "doğa sınır tanımaz" oldu.