TEMA Vakfı’nın verilerine göre, Türkiye’de 24 ilde (Çanakkale, Balıkesir, Muğla, Tekirdağ, Kırklareli, Afyonkarahisar, Kütahya, Uşak, Zonguldak, Bartın, Eskişehir, Karaman, Kahramanmaraş, Erzincan,Tunceli, Ordu, Tokat, Artvin, Erzurum, Bayburt, Şırnak, Siirt, Batman ve Sivas) yaklaşık 20 bin maden ruhsatı bulunuyor. Üstelik maden ruhsatlarının bütünsel bir bakış açısı olmadan ve kümülatif etkiler göz önüne alınmadan verildiği tespit edilmiş durumda. Zira bu madenler, koruma alanlarına, yaşam, gıda ve sulak alanlara oldukça yakın. Öyle ki, vakfın verilerine göre Türkiye’de uluslararası koruma statülerine sahip alanlar da dahil olmak üzere madencilik faaliyetlerinden kanunlarla korunan bir alan yok. Diğer iller araştırıldığında sayının daha da fazla olacağıysa uzak bir ihtimal değil. Bu durum sadece doğayı mahvetmiyor, köylülerin yaşam alanlarını terk etmesine, yerel kültürlerin de yok olmasına yol açıyor.

TEMA Vakfı, binlerce yılda oluşmuş toprağı ve suyu geri dönülemez biçimde yok eden, doğa sağlığını tehdit eden madenciliğe karşı yeni bir kampanya başlattı: Kanun Korumazsa Maden Yaşatmaz. Hedef, madenciliğe kapalı alanların sınırlarının kanunlarla kesin olarak belirlenmesi. Mesajlarıysa gayet açık: Kanunun dilediğimiz şekilde yasalaşması için mücadele edeceğiz. Vakıf, hazırladığı politika belgesini de kamuoyuyla paylaştı.


Kanun Korumazsa Maden Yaşatmaz 1

TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç yeni kampanyayı basına tanıttı.

TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, statü ve nitelik gözetmeksizin her yerde madenciliğe izin veren mevzuatın, doğal varlıklarımızı, gıda güvenliğimizi ve kültürel değerlerimizi korumaya yetmediğine dikkat çekti: “Madencilik çalışmalarına yönetmelikler ve ilke kararlarıyla kısıtlamalar getirilmeye çalışılsa da kolayca değiştirilebilen bu düzenlemeler doğayı ve insan sağlığını güvencesiz ve korumasız bırakmakta. Madencilik çalışmaları, binlerce yılda oluşan üst toprağın, geliştiği ana kayadan bağlantısının koparılması, işletme sırasında kullanılan yoğun su tüketimi ve neden olduğu kimyasal kirlilik ile; bulunduğu bölgede kalıcı sağlık sorunları, sosyo-ekonomik ve kültürel yaşamda olumsuz etkiler bırakmakta.”

Peki, madenlerin bu zararlarından kurtulmak mümkün mü? Yanıtını Başkan Ataç veriyor: “Madencilik faaliyetlerinin neden olduğu bu tehditlerin önlenmesi ormanların, korunan alanların, verimli tarım ve mera arazilerinin, içme suyu havzalarının, yerel kültürün ve yerleşim bölgelerinin madenciliğin zararlarından korunmasıyla mümkün olacak. Birleşmiş Milletler Çevre Ajansı (UNEP) tarafından belirtildiği ve birçok ülke tarafından da uygulandığı gibi madenciliğe kapalı alanları kanunlarla belirleyip, belirlenen bu alanlarda arama faaliyetleri de dahil herhangi bir madencilik çalışmasına izin vermemek, doğal varlıkları, biyolojik zenginliği, yaban hayatını, tarım ve mera alanlarını, kıyıları ve içme suyu havzalarını madencilik faaliyetlerinden korumanın tek yoludur. Kanun korumazsa maden yaşatmaz.”

Kanun Korumazsa Maden Yaşatmaz 2

Giresun Şebinkarahisar'da maden atık havuzu.

Madenciliğe Kapalı Alanlar Politika Belgesi

Madenciliğe Kapalı Alanlar Politika Belgesi’ne göre; ekosistemin sürdürülebilirliği, biyolojik çeşitlilik, yaban hayatının devamlılığı, içilebilir su ile güvenli gıdaya ulaşabilmek için aşağıdaki alanlar madencilik faaliyetlerine kapatılmalı:

-Orman amenajman planlarında ana işletme amacı; doğa koruma, erozyonu önleme, iklimi koruma, su üretimi, toplum sağlığı, estetik, ekoturizm ve rekreasyon, ulusal savunma ve bilimsel işlevleri yerine getirme olarak belirlenmiş orman alanları

-Korunan alanların tümü;

o 2873 Sayılı Milli Parklar Kanunu’na istinaden; milli parklar, tabiat parkları, tabiat anıtları,

o  2872 Sayılı Çevre Kanunu; Özel Çevre Koruma Bölgeleri

o  4915 Sayılı Kara Avcılığı Kanunu; Yaban Hayatı Koruma Sahaları, Yaban Hayatı Geliştirme Sahaları ve Yaban Hayvanı Yerleştirme Alanları

o  2863 Sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu; kültür varlıkları, tabiat varlıkları, sit alanları

-Uluslararası Sözleşmelerle Korunan Alanlar;

o  Biyosfer rezerv alanları,

o  Ramsar alanları

-Bilimsel çalışmalarla belirlenmiş Önemli Doğa, Kuş ve Bitki Alanları gibi Potansiyel Korunan Alanlar (Koruma statüsü kazandırılarak)

-Tarım alanları;

o  5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununa istinaden; mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri ile büyük ovalar,

o  4342 Sayılı Mera Kanunu kapsamında belirlenmiş endemik veya nadir bulunan lokal yayılışa sahip türler ile yaygın yayılışlı olmakla birlikte lokal coğrafi ırkların bulunduğu mera/otlak, çayır, yaylak ve kışlak alanları,

o  3573 Sayılı Zeytin Kanunu ile sınırları çizilen zeytin alanları,

-Tüm koruma mesafeleri ile içme suyu havzaları,

-Sulak alanlar (Ramsar Alanları, ulusal ve mahalli öneme haiz sulak alanlar),

-Kıyı alanları ve deniz koruma alanları (Deniz çayırlarının ve kumul alanlarına koruma statüsü kazandırılarak),

-Bilimsel çalışmalarla belirlenmiş Önemli Doğa, Kuş ve Bitki Alanları gibi Potansiyel Korunan Alanlar (Koruma statüsü kazandırılarak)

Kanun Korumazsa Maden Yaşatmaz 3

Artvin'de mera alanı.

Tüm alanlarda madencilik uygulamalarının önünü açan maden mevzuatı ve ilgili maddelerse şöyle:

-Maden Kanunu (Madde 7 ve Madencilik Faaliyetleri İzin Yönetmeliği)

-Orman Kanunu (Madde 16)

-Milli Parklar Kanunu (Madde 11)

-Çevre Kanunu (Korunan Alanların Tespit, Tescil ve Onayına İlişkin Usul ve Esaslara Dair Yönetmelik)

-Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu (Madde 13)

-Mera Kanunu (Madde 14)