Yerel tohumların satışına kanunen yasak getirilince atalık tohumların yok olmasını önlemek için 3 yıl önce harekete geçen Fethiyeli kadınlar, köy köy dolaşarak topladıkları tohumları üreticilere dağıtarak üretim yapılmasını sağladı. Yerel tohumlardan üretilen ürünleri köylüler adına satışını yapan kadın gönüllüler, 19 Aralık'ta Fethiye'de gerçekleşecek şenlikte sahneleyecekleri tiyatro oyunuyla yerel tohumların direnişini anlatacaklar.

 

İNCİR SATIP BİLGİSAYAR ALAN TÜRKİYE'DE TARIM NEREYE GİDİYOR?

Türkiye sahip olduğu biyolojik çeşitlilik açısından dünyanın en şanslı coğrafyalarının başında geliyor. Tarım devriminin başlangıcına ev sahipliği yapan Anadolu coğrafyasında kurulan uygarlıkların en büyük avantajı, sahip olduğu bu biyolojik zenginlik oldu. Kültür ve inancı biçimlendiren ve Anadolu insanını başı dik, sırtı pek, karnı tok yapan da bu çeşitliliği sağlayan ekosistemi doğru okuyabilmesiydi. Türkiye bu sayede buğday satıp uçak, tütün satıp gemi, incir satıp bilgisayar, zeytin satıp kovboy filmi, mercimek satıp petrol satın aldı.

 

ATADAN KALMA YEREL TOHUMLARIN SATIŞI YASAKLANDI!

Ancak 2006 yılında çıkartılan bir kanunla binlerce yıldır üreticinin bağımsızlık kaynağı olan yerel tohumların sattığı bir gecede yasaklandı. 5553 sayılı Tohumculuk Kanunu'nun, atadan kalma, bez torbalarda saklanarak kuşaktan kuşağa aktarılan yerel tohumlara yasaklama getirme nedeni ise, 'köy popülasyonu' olarak anılan bu tohumların standartlara uymadığı ve 'ölçü' sorunu yarattığıydı. Bu kabaca şu demekti: Artık kırsalda domates, biber, patlıcan, karpuz yetiştiren ve tohumunu saklayarak bir sonraki yıl yeniden üretim yapan köylüler ve ticari tarım üreticileri yerel tohumları ve bunlardan elde ettikleri 'sertifikasız' ürünleri satamayacaktı.

 

YEREL TOHUM SATANLARA 10 BİN LİRA PARA VE HAPİS CEZASI

Tohum yasasının yaptırımları ise bir hayli ağırdı. Yerel tohumlara yasaklama getiren ilgili kanunun, 12. maddesinin (f) fıkrasında, özetle "Bakanlıktan yetki almadan tohumluk yetiştiren, işleyen ve satan kişi ve kuruluşlara 10 bin Yeni Türk Lirası idari para cezası verilir. Fiilin tekrarı halinde para cezası iki kat olarak uygulanır. Bu tohumluklara Bakanlık tarafından el konulur" ifadelerine yer verilirken, yaptırımlar para cezasıyla sınırlı kalmayıp yasanın ihlal edilmesi durumunda üreticileri hapis cezasının beklediğine hükmediliyor.

 

YASAK GELİNCE KÖYLÜLER ÇÖZÜMÜ TAKAS ETMEKTE BULDU

Yaptırımları oluşabilecek tepkiler nedeniyle ağırdan alınan yasanın, yerel tohuma getirdiği yasağın ardından üreticiler ellerinde bulunan atalık yerel tohumları birbirleriyle takas ederek koruma ve yaşatma mücadelesine girişti. Ege ve Akdeniz bölgesinde başlayan yerel tohum takası etkinlikleri pek çok kentte üretimi de kapsayarak bu konuda oldukça yol alınmasını sağladı. 

 

ÇİN'DEN SARIMSAK, KANADA'DAN MERCİMEK İTHALİ BAŞLADI

Yasanın yürürlüğe girmesinin ardından aradan geçen 9 yıllık süre içinde Türkiye'de pek çok yerel üretici ve küçük çiftçi tarım toprağını terk etti. Son 13 yılda terk edilen arazilerin toplam büyüklüğünün Belçika'nın yüzölçümüne eşit olduğu belirtiliyor. Cumhuriyet tarihinde ilk kez saman ve ot ithal etmek zorunda kalan Türkiye 2014'te Çin'den ithal ettiği sarımsağa 11 milyon dolar ödedi. Son 4 yılda 400 milyon dolarlık badem ithal eden Türkiye, 2003-2014 arasında yaptığı buğday ithalatına ise tam 9. 2 milyar dolar ödedi. 2002 yılında 492 bin hektarlık alanda 565 bin ton mercimek üreten Türkiye, 2014 yılına gelindiğinde yalnızca 249 bin hektarlık alanda 345 bin ton mercimek üretebildi. Yalnızca 2015 yılı Ocak ayında Kanada'dan ithal edilen mercimek miktarı ise 50 bin ton olarak açıklanırken, son 5 yılda bu ülkeden ithal edilen mercimeğin toplamı ise 1.1 milyon ton.

 

BÜYÜK ÇÖKÜŞE ENDÜSTRİYEL TARIMLA ÇARE ARANIYOR

Bu dönemde Rusya ve Ukrayna'dan buğday ithal etmeye başlayan Türkiye, Mısır, Etiyopya ve Çin'den kuru fasulye, Kanada'dan nohut, ABD'den bezelye, İtalya, Vietnam ve Tayland'dan ise pirinç ithal etti. Tütüne ve pancara konulan kotalarla üretici tarlasını terk etmeye başladı. Aile çiftçiliğinin en önemli dayanağı olan yerel tohumların yasaklanmasının ardından tarımda yaşanan büyük çöküş, küresel dev tohum ve ilaç tekellerinin yönlendirdiği endüstriyel tarımın teşvik edilmesiyle tersine çevrilmeye çalışılıyor. Ancak büyük ölçekli tarım kumarında çoğunlukla zarar eden üreticilerin büyük çoğunluğu banka kredileri yüzünde yasal takibe alınmış durumda.

 

FETHİYELİ KADINLARIN YEREL TOHUM SEFERBERLİĞİ UMUT OLDU

Tarımdaki bu iç karartıcı tabloyu tersine çevirebilmek için 3 yıl önce kolları sıvayan bir grup kadın, Muğla'nın Fethiye ilçesinde 2012 sonunda başlattıkları yerel tohum seferberliği ile bugün tüm ülkeye örnek olacak bir başarıya imza attılar. Cumhuriyet Kadınları Derneği (CKD) Fethiye Şubesi'nin öncülüğünde başlatılan proje kapsamında yöredeki köylerde yerel tohumlardan üretilen ürünler ilçe merkezindeki pazarda CKD üyeleri tarafından tüketiciyle buluşturuluyor.

 

'KÖY KÖY DOLAŞIP YEREL TOHUM TOPLADIK'

Fethiye Yerel Tohum Üretimi ve Tohum Takası Projesi Koordinatörü Suna Kumyol, üçüncü yılını dolduran çalışmalar konusunda bilgiler verdi. Bu girişimin sanıldığı kadar kolay olmadığını dile getiren Kumyol, "ancak azmedilir ve yerel tohumun önemi yeterince anlatılırsa üstesinden gelinemeyecek kadar zor olmadığıdır. Fethiye Belediyesinin sağladığı araçlarla köy köy dolaşarak topladığımız yerel tohumlarla başladığımız çalışmalarımıza ilk günkü şevkle devam ediyoruz. Üreticinin elinden toplamakla bizim elimize geçen tohumları, yine üreticimize verdik; üretilen yerel tohum ürünlerini de tüketiciye ulaştırdık. Çalışmalarımızın kısaca özeti budur" dedi.

 

YAZ KIŞ YEREL TOHUM NÖBETİ TUTAN GÖNÜLLÜ KADINLAR

Yerel tohumlardan elde edilen ürünlerin dernek gönüllülerince nöbetleşe beklenen tezgahlarda satılarak üreticinin parasının kuruşu kuruşuna ödendiğinin altını çizen Kumyol, "Bizim dernek olarak onlardan hiçbir maddi talebimiz olmadı. Bunu özellikle belirtiyorum. Çünkü başlangıçta bazı üreticiler bile, bazı fesat kişilerle birlikte, bunca kadının yazın sıcağında, kışın soğuğunda Cuma günleri en az 7-8 saat vardiya usulü karşılıksız çalışmalarını anlayamadılar. 3 sene sonra çoğunun bu düşünceleri mutlaka değişmiştir diye düşünüyoruz" ifadelerini kullandı.

 

PROJE 4-5 ÜRETİCİ İLE BAŞLADI, 90 ÜRETİCİYE ULAŞTI

Proje kapsamındaki çalışmalarının yalnızca tohum takası ve üretimle sınırlı olmadığını vurgulayan Kumyol, yerel tohum konusunda kamuoyunu bilgilendirici çalışmalar da yaptıklarını belirterek, amaçlarının toplumsal bilinç yaratarak yerel tohumların yok olmasına yol açacak yasanın kaldırılmasını sağlamak olduğunu kaydetti. 4-5 üretici ile başladıkları projede bugün ekim yapan 90 üreticilerinin bulunduğu bilgisini veren Kumyol, pazarda satış yapan üretici sayısının ise 40 olduğunu belirtti. Projeye dahil olarak yerel tohumla üretim yapmak isteyen üreticilerin her geçen gün arttığını ancak teknik destek ve örgütlenme konusunda zorluklar çekildiğini dile getiren Kumyol, bu konuda destek beklediklerini belirterek, bundan sonra yapacakları çalışmaları ise şöyle sıraladı:

 

SATIŞ GARANTİSİ VERİLİRSE ÜRETİCİ HİBRİTTEN VAZGEÇEBİLİR

"Üreticiler yerel tohumla yaptığı üretimin satış garantisinin olması, geçimini sağlayabilmesi durumunda hibrit tohumdan vazgeçeceklerini söylüyorlar. Ancak biz dernek olarak bu garantiyi veremiyoruz. Bu bizim işimiz değil. Biz bu konuda farkındalık yaratabiliriz. Tüketicinin talebi ve ısrarı üreticiyi tetikleyecek. Talep fazla olunca da üretici yerel tohuma yönelecek. Bu olumlu döngüyü sağlayabilmek  için tüketiciye yönelik çalışmalara ağırlık vermeye başladık. Stantlarımıza gelen tüketici sayısı istediğimiz ölçüde değilse bile artacağı konusunda umutluyuz.

 

TOHUMU EKEN DE SAKLAYAN DA KADINLAR

Çalışmalarımız sırasında hedef kitlemiz kadınlar oldu. Zira tohumu eken, yetişen üründen ekeceği tohumu çıkaran, çıkınlayıp muhafaza eden, ekim zamanı tohumu toprakla buluşturan kadınlardı. Bir kadın derneği olarak üretici kadınlarımızla uyumlu bir çalışma içindeyiz. Ülkemiz endişeyle izlediğimiz sıkıntılı bir dönemden geçiyor. Çalışmalarımıza da yansıyan bu duruma rağmen, dernek olarak tohum gibi bir değerimizi sahiplenip anlatma çabamıza yılmadan devam edeceğiz."

 

19 ARALIK'TAKİ YEREL TOHUM ŞENLİĞİ DESTEK BEKLİYOR

19 Aralık Cumartesi günü üçüncüsünü düzenleyecekleri tohum takası şenliğinde yöre  kadınlarının sahneleyeceği 'Tohum' adlı tiyatro oyunu ile tüketicileri bilinçlendirmeyi amaçladıklarını da sözlerine ekleyen Kumyol, bölgede yaşayan yurttaşların şenliğe katılarak yerel tohumların yaşatılması konusunda destek vermeleri çağrısında bulundu. Yerel tohum takasının yapılacağı şenlikte ayrıca Doç. Dr. Toygar Toydemir ile Dr. Zerrin Çelik’in katılımıyla bir de gerçekleştirilecek.