David Lama, 1990’da Avusturya’da Avusturyalı bir anne ve Nepalli bir babanın oğlu olarak doğdu. Beş yaşında keşfedildi; 12 yaşında 8b+ zorluk derecesinde bir rotayı tırmanan en genç kişi olarak rekor kırdı ve bir yarışmacı olarak tanındı. Dünya gençler tırmanış kupalarını ikişer kere kazandı. Yetişkin liginde spor tırmanış ve kısa kaya kategorilerinin ikisinde de en genç dünya şampiyonu oldu. Tüm bunlar spor salonlarında, kayaya benzemek üzere üretilmiş yapay duvarlar üzerinde, seyircilerin önünde ve alkışlar içinde olurken Lama, 2011’de yüzünü, eteğine ulaşılması günler alan dağlara çevirdi. Bir yarışmacı, sportif kapasite açısından çoğu dağcıdan üstün olabilirdi ama yaban doğada yapılan dağcılık salt spor değildi. Lama tartışmalı tırmanış projeleri gerçekleştirirken alkışların yerini şüpheli yorumlar aldı.

David Lama: İmkânsızın Peşinde 1

Tirol, Avusturya.

İmkânsızın Peşinde

Werner Herzog’un yönettiği 1991 yapımı Kayanın Çığlığı filminde bir tırmanış yarışmasının ödül töreninde yarışmanın şampiyonu spor tırmanışçıyla bir dağcı röportaj verir. Gazeteci, dağcının Cerro Torre zirvesine tırmanış planına değinir ve spor tırmanışçıya döner. Spor tırmanışçı, kamera ışıkları önünde büyük bir özgüvenle üzerinde herhangi bir çıkıntı olan herhangi bir şeye tırmanabileceğini söyler. Dağcıysa dağlarda tırmanmanın böyle bir şey olmadığını söyler ve ekler: “Orada sadece yenilmeyeceksin, küçük düşeceksin!” Aralarında bu zirveye ulaşmak için bir yarış başlar.

David Lama, 2009’da henüz 19 yaşındayken spor tırmanıştan dağcılığa geçiş için inanılmaz bir hedef seçti: Yarım asırdan uzun süredir dağcıların ilgi odağı olan Cerro Torre. Üstelik saygın bir dağcının oğlu olan ve kendisi de önemli dağcılık başarılarına sahip Hayden Kennedy ve dağcı partneri Jason Kruk da aynı hedefle ilgilenecekti. 3.128 metreyle Hasan Dağı’ndan düşük yükseklikte bu kaya ve buz kütlesine, kayanın çığlığına, henüz serbest çıkılamadığı kabul ediliyordu. Dağın belirsizliklerle, hırsla ve çatışmayla dolu bir tarihi vardı. 1959’da İtalyan dağcı Cesare Maestri partneri Toni Egger ile bu dağa çıktığını iddia etmiş, ancak dönüşte partnerinin ölümüyle beraber hiçbir delil sunamamış ve ifadelerindeki tutarsızlıklar nedeniyle çıkmadığı kabul edilmişti. Dönemin önemli dağcılarıyla arasındaki rekabet pekala böyle bir yalanı söyletebilirdi, üstelik o dönemde bu dağa tırmanışın düpedüz imkânsız olduğu düşünülüyordu. Bu tartışma sürdü ve 1970’te Cesare Maestri dağa geri döndü. Bu sefer elinde dağda geri dönüşü olmayan izler bırakacak bir kompresör vardı. Maestri, tırmandığını iddia ettiği rotadan da farklı bir yeri tırmanışa yardımcı olacak şekilde bolt adlı sabit emniyet rotalarıyla döşedi. Dağcılık tarihinin en hararetli tartışmalarından biri bu rota olacaktı. Ünlü dağcı Reinhold Messner, dağa bir daha asla doğal haliyle gidilememesine yol açacak bu eyleme dair İmkânsızın Katli adlı denemesini yayınladı. Kayanın Çığlığı filmi de, Messner’ın fikirlerine dayanarak çekildi. İmkânsız, dağcının sınırlarını keşfettiği ve bir gün mümkün hale gelecek bir fikirdi. Cerro Torre’ye Maestri’nin döşediği malzemeler kullanılmadan, sadece dağın kendi yüzeyi kullanılarak çıkılması 1959’dan beri tartışma konusu olmasına rağmen imkânsıza 2007’de yaklaşılmış, ancak henüz başarılamamıştı.

David Lama’nın ilk iddialı dağcılık girişiminin hedefi bu malzemeleri güvenlik için kullanmak, ancak yükselmek için sadece dağın yüzeyini kullanarak serbest tırmanmaktı. Dağcılık seyircisiz bir spordu, ancak bu tırmanış helikopterler ve dağ rehberleri öncülüğünde bir film ekibiyle bir yarışma gibi izlenecekti ve Lama’nın sponsoru bu imkânsız dağın mümkün olduğu günü bir film ile belgeleyecekti. 2009'da dağın zorluğunun önemli bir kısmını oluşturan hava koşulları nedeniyle çıkışı yapamadan geri dönmek zorunda kaldılar. Geride, boltlar kullanılmadan çıkmak için gidilen dağa film çekimi için eklenen yeni boltlar ve hızla dönmek için dağı kirletir halde bırakılmış ip ve diğer malzemeler vardı.

Ünlü dağcılar, önemli dağlara gözünü diken ancak yaban doğada iz bırakmamak üzerine kurulu bir hedef tanımlayıp tam tersine kirliliği artıran bu genç yarışmacı çocuğu topa tuttu. Dağcılık basını bunu imkânsızın yeniden katledilmesi olarak yorumladı. David Lama ismini artık spor tırmanış yarışlarının seyircilerinin ötesinde tüm dağcılar biliyordu: Cerro Torre’deki 400’ün üzerindeki boltu kullanmamak için gidip yenilerini ekleyerek dönen film ekibinin yıldızı olarak.

Eleştiriler Lama’yı yıldırmadı, 2011’de rotayı tekrar denedi ve serbest çıkması yine mümkün olmadı. Bunun üstüne 16 Ocak 2012’de dağcılar Hayden Kennedy ve Jason Kruk bu dağa giderek boltlardan yalnızca beşini kullandıkları bir çoğunlukla serbest çıkış yapmayı başardılar ve bu dağcılık basını tarafından “adil koşullarda” yapılmış bir tırmanış olarak kutlandı. Dağcılar, inerken dağdaki boltların çoğunu bir daha boltlardan destek alınarak çıkılamamasını sağlayacak şekilde söktüler. Sökülseler bile izleri kaldığı ve mevcudiyetleri dağcılık tarihinde önemli bir dönemin belgesi olduğu için bu tavır tartışılsa da kutlandı.

Bir yandan bölgede bulunan David Lama için artık bu noktaları güvenlik için kullanma seçeneği de kalmamıştı: Tek yol tam bir dağcılık yaklaşımıyla kendi sökülebilir emniyet noktalarını yerleştirerek geleneksel stilde tırmanmaktı. Dünyanın şaşkın gözleri önünde, Lama bunu boltlar söküldükten üç gün sonra, 19 Ocak 2012’de yaptı. Cerro Torre’ye serbest olarak, üstelik geleneksel stilde tırmanılmasıyla mümkün olanın sınırları artık bu yüzü koşulsuz olarak kapsıyordu.

David Lama, dağlarda daha önce yapılamamış hedefler seçmeye devam ediyor. Bir yandan dağcılık tarihinde önemli rolü olan Eiger Kuzey Yüzü gibi yerlerde deneyim kazanıyor ve isimleri efsaneleşmiş tecrübeli dağcılarla tırmanıyor: Conrad Anker ve kendisini çocukken keşfeden Peter Habeler bunların arasında. Bu yıl Mountain’18 festivalinde Magma, kendisiyle kısa bir röportaj yaptı. Lama, bir dağcı olarak yetişmekte ve büyümekte olduğunu söylüyor.

David Lama: İmkânsızın Peşinde 2

Keşmir, Himalayalar, Hindistan.

Annen Avusturyalı, babansa Nepal’in Himalaya tırmanışlarında gücüyle tanınan Şerpa halkından. Dağ ülkelerinden bir aileden gelmek doğa sporlarına bakışını nasıl etkiledi?

Bu benim için büyük bir fırsattı, çünkü ailem Avusturya ne Nepal’den olmasaydı bu kadar sevdiğim sporu bulamayabilirdim. Bu alandaki yeteneğimi, Himalayalarda Everest’in ilk oksijen desteksiz çıkışı gibi çok önemli tırmanışlar yapmış olan Peter Habeler Avusturya’da keşfetti. Bunun için minnettarım. Geçtiğimiz yıllarda birçok kez Nepal’e gittim. Tırmanmaktan büyük keyif aldığım harika bir ülke.

Tırmanışa nasıl başladın?

Peter Habeler aracılığıyla... Eskiden çocuklar için tırmanış kampları yapardı, ben de bunlara iki kere katıldım. İlkinde Peter kaya ve buza olan özel ilgimi fark etti ve yarışlara katılmaya başladım. Dünya kupası seviyesine geldim ve birçok yarışa katıldım. Sonrasında da dağcılıkta ilerledim.

Tırmanıştan başka tutkuyla bağlı olduğun bir uğraşın var mı?

Fotoğraftan keyif alıyorum. Takip ettiğim fotoğrafçılar olmasının yanında kendim fotoğraf ve kısa videolar çekiyorum. Ayrıca sörfü de çok seviyorum.

Tırmanış için seyahat etmeyi en sevdiğin yer neresi? Neden?

Dünyadaki tüm dağlık bölgelerin kendine özgü bir özelliği var. Patagonya harika bir yer. Alaska’da tırmanmanın sadece orada görülebilen türden zorlukları var, bu deneyim olağanüstü. Karakurum ve Himalaya silsilelerindeki büyük dağlar yüksek irtifaya ve zorlu zirvelere sahip. Son yıllarda beni en çok çeken bunlar oldu.

Profesyonel tırmanışçının hayatı nasıl oluyor? Sevdiğin, zorlandığın veya senin için rutin haline gelmiş ilginç bir şey var mı?

Şu aralar bunu başından sonuna her şeyiyle sevdiğimi söyleyebilirim. İyi olmadığını söyleyebileceğim bir şey aklıma gelmiyor. Zaman iyi geçiyor, çok şeyin rutin olmasına ve sıkıcı hale gelmemesine izin vermemeye çalışıyorum. Antrenman programımı ara ara değiştiriyorum. Farklı insanlarla tırmanıyorum. Dağlarda iyi zaman geçiriyorum.

David Lama: İmkânsızın Peşinde 3

Tirol, Avusturya.

Yapay duvarda yapılan tırmanış yarışmalarında çok başarılı olduğun bir arka planın var. Bu alandan kendini uzun sürelerle adamanı gerektiren dağlardaki projelere geçtiğini görüyoruz. Başarılı olduğun ve takdir gördüğün yarışmalardan gözden uzakta, Pakistan veya Patagonya gibi yerlerdeki dağlara geçişte seni motive eden nedir?

Çocukken, yarışmalarda tırmanırken de asıl tırmanışın dışarıda olduğunu düşünürdüm. Yarışmalar tırmanış kariyerimin harika bir bölümüydü ve severek, isteyerek kendimi dünyanın kalanıyla kıyasladım. Ancak sonrasında odağımı gerçek dağlara, dışarıdaki daha büyük maceralara kaydırmak istedim ve böylece dağcılığa başladım.

Cerro Torre Kompresör Rotası tırmanışına dair sponsorunun çektiği A Snowball’s Chance in Hell filminin çekimlerinde dağda görüntü alınması için bırakılan izler tartışma konusu oldu ve tırmanışın lider sporcusu olarak ismin bu tartışmanın merkezinde anıldı. Film çekimleri, sponsorluk ve görünürlük çalışmaları tırmanış projelerini planlama ve gerçekleştirme yolunu nasıl etkiliyor?

Bu aslında iki ayrı soru. Cerro Torre’de tırmanırken bir dağcı olarak henüz yetişmediğimi düşünüyorum. Halen bir yarışma tırmanışçısı, bir spor tırmanışçıydım. Oraya bir spor tırmanışçı için tamamen kabul edilebilir bir yaklaşımla gittim. Oranın nasıl gerçek bir dağ ortamı olduğunu ve bunun da tümüyle dağcılık yaklaşımına sahip birini gerektirdiğini henüz kavrayamamıştım. Büyümem gerekti ve böyle bir fırsatım olduğu, bu yolda öğrendiklerim için minnettarım. İkinci soruysa yapımların tırmanışı nasıl etkilediğiyle ilgili. Ben buna şöyle bakıyorum: Bir oyuncu değil, bir tırmanışçıyım. Etkinliğin sportif yönü her zaman önce gelir. Ancak tırmanışı belgeleme ve belgesel çekimi kısmından da büyük keyif alıyorum. Bu ilave bir zorluk, ama sadece bir eklenti, çekim olmazsa bile tırmanışıma odaklanıp zirveye çıkmak için ne gerekiyorsa yaparım.

Tırmanışların lider tırmanışçı olarak genellikle senin adınla anılıyor ancak uzun süreli partnerliklerinin olduğu ve bazı efsaneleşmiş isimlerle de tırmandığın biliniyor. Dağda partnerliği nasıl görüyorsun? Partnerlerinde ne arıyorsun?

Partnerlerim konusunda benim için iki şey önemli: O kişiyle dağda iyi zaman geçiriyor olmayı ve aramızda bir bağ olmasını isterim. Sonuçta dağda paylaştığımız deneyimler her zaman özel ve biricik şeyler, orada birlikte zaman geçirmek istemediğiniz bir insanla olmak istemezsiniz. Bu yüzden benim için her zaman takımın bir arada iyi olması, iyi zaman geçirmesi önemli, bunu sağlamaya çalışıyorum.

David Lama: İmkânsızın Peşinde 4

Dolomit, İtalyan Alpleri.

Tırmanış Sözlüğü:

Spor tırmanış: Önceden yerleştirilmiş bolt adlı sabit emniyet noktaları kullanılarak yapılan güvenli tırmanış türü. Bu noktalar kaya veya kayaya benzer yapay duvar üzerine matkapla çakılmakta ve sökülse bile görünür iz bırakmakta.

Kısa kaya tırmanışı: Tırmanışçının üstünden güvenle atlayabileceği yükseklikle sınırlı, ip kullanılmadan yapılan tırmanış türü.

Geleneksel tırmanış: Tırmanışçının emniyet aletlerini taşıyarak rota üzerine çıktıkça yerleştirdiği ve ardından gelen partneri tarafından toplanması yoluyla doğada herhangi bir iz bırakılmayan tırmanış türü. Daha önce tırmanış için hazırlanmamış yerlere tırmanma imkânı sunmasının yanında fiziksel olarak daha zor ve daha karmaşıktır. Güvenlik derecesi dağın koşullarına ve tırmanışçının yeteneklerine bağlıdır. Doğada iz bırakmaması ve barındırdığı keşif ruhu nedeniyle korunan alanlar ve yaban yerlerde kullanılması savunulmaktadır. Dağcılık yaban dağlarda yapıldığı için çoğunlukla bu tür tırmanışı içerir.

Serbest tırmanış: Tırmanışçının kayanın üzerindeki girinti ve çıkıntılar dışında bir şeyi güvenlik dışında yükselme amacıyla kullanmadığı, yapay olarak eklenen herhangi bir sıkıştırılmış malzeme, merdiven veya kancayı tutmadığı veya basmadığı tırmanış şekli. Spor tırmanışta da geleneksel tırmanışta da geçerli bir kavramdır.