Soyu tükenen hayvanlar tekrar canlandırılabilir mi sorusu uzun süredir bilimcileri meşgul ediyor. Bu hayvanların en başında da mamut geliyor. Live Science’ta yayımlanan makalede Kaliforniya Üniversitesi’nde evrimsel biyoloji ve ekoloji profesörü Beth Shapiro, Bir Mamut Nasıl Klonlanır, Canlandırma Bilimi isimli çalışmasında konunun zorluklarını detaylı bir şekilde anlatıyor.

Konunun başındaki en önemli engel derlenen DNA’lardan nasıl tam bir mamut genomu oluşturulacağı. Normal şartlar altında bir organizma ölür ölmez DNA’ları bozulmaya başlar. Ancak bazı mamut DNA’ları donmuş toprak altında kaldıkları için günümüze kadar bozulmadan gelebilmiş. Uzun zamandır toplanan bu parçalar sadece kısa DNA parçaları olduğu için bilimcilerin elinde hâlâ tam mamut genomu oluşturacak DNA mevcut değil. Ayrıca toplanan DNA’ların ne kadarının bakteri, mantar ya da bitki gibi elementlerle kirlenmiş olduğunu anlayıp hayvana ait DNA’ları ayırt etmek oldukça güç. Bu konuda bilimcilere yardım edebilecek tek hayvan Asya fili çünkü onlar mamutların yaşayan en yakın akrabası. Bu karşılaştırma mamutların genetik boşluğunu doldurmaya çalışan bilimcilere yol gösterebilir ancak yine de tam örtüşme olmadığı için ortaya çıkan yeni hayvan aslında hibrit mamut olacaktır.

Canlandırma için ne gibi yöntemlerin kullanılabileceğini araştıran bilimciler değişik yolları değerlendiriyor. Örneğin filler arasında mamutlara daha çok benzeyen tüylü bireylerin seçilerek çiftleştirilmesiyle geriye doğru “seçici yetiştirme” yapılarak belki mamutlara benzer canlı nesiller ortaya çıkabilir ancak bunlar sonradan tam olarak mamut olmayacağı gibi fillerin uzun hamilelik ve yetişkinliğe varış sürelerini hesaplayınca süreç yıllar sürecektir. Bir diğer seçenek koyun Dolly gibi mamutları klonlamak olabilirdi ancak bu da oldukça zor gözüküyor çünkü el değmemiş mamut genomu bulunsa bile nükleer transferin canlı hayvandan alınan hücre örnekleri olmadan yapılması güç. Son yöntem olarak kurtarılmış mamut DNA’larının parçalarına Asya fillerinin genomunu yol haritası olarak kullanarak bakan araştırmacılar, mamutların genomunu yeniden şekillendirebilir. CRISPR-Cas9 yöntemi olarak bilinen bu mühendislik yöntemi oldukça zaman alan ve uğraştırıcı olmakla beraber, hızla gelişen teknoloji sayesinde mamutları canlandırmak için en olası yol olarak gözüküyor.

Peki mamutlar canlandırılabilirse ne gibi zorluklar yaşar ya da hayatta kalabilirler mi? Nesillerinin tükenmesinden bu yana çevre koşullarının değişmesi bilimcilerin aklına birçok soru getiriyor. Yeni mamutların bugünkü yiyecekleri sindirebilme kapasitesi ya da yeni hastalıklara ne kadar açık oldukları gibi sorular belirsizliğini koruyor. Ayrıca yeni hava sıcaklıkları ve yağış miktarı onları güçsüzleştirebilir. Bunun yanında yeniden canlandırılan mamutların anne-babaları olmadan nasıl davranılacağını kimden öğreneceği de başka soru. Filler sosyal hayvanlar olduklarına göre mamutların da öyle olduğu düşünülüyor ancak yavru mamut nasıl mamut olunacağını kimden öğrenecek? Tüm bu zorluklar ve sorular araştırmacıları meşgul etmeye devam etse de günün birinde mamutları tekrar canlandırabilirlerse dev canlıların evleri şimdiden hazır. Rusya’daki iki vahşi yaşam parkı, Buzul Çağı Parkları, onları kabul etmek için hazır bekliyor ve mamutları nasıl entegre edeceklerinin planını yapmaya başlamışlar bile...