Antalya'nın Akseki ilçesine bağlı Sinanhoca ile İbradı ilçesine bağlı Ürünlü köyleri, sahip olduğu biyolojik çeşitlilik ve iklim özellikleri nedeniyle dünyanın 200 önemli doğa alanından biri olarak bilinen bölgede yer alıyor. Ancak Türkiye'nin gözü gibi koruması gereken bu bölge uzun süredir HES projelerinin kıskacına alınmış durumda. Yöre köylüleri, yaşam alanlarını yok edeceği gerekçesiyle HES projelerine karşı hukuk savaşı başlattı. Daha önce yargının iptal ettiği Sinanhoca HES için yeniden verilen ÇED Olumlu Kararı'nın iptali için dava açan yöre halkı, bölgedeki tüm HES projelerinin iptalini istiyor.Derelerin Kardeşliği Akdeniz Platformu'nun öncülüğünde Antalya'da düzenlenen basın toplantısında ise HES projelerinin bölgeye vereceği zararlar basın mensuplarıyla paylaşıldı.

 

Dünyada Bulunan 200 Önemli Alandan Biri Yok Olacak

Derelerin Kardeşliği Akdeniz Platformu'nun öncülüğünde bir araya gelen yöredeki köy derneklerinin temsilcileri ve yaşam savunucuları adına basın açıklaması yapan Mimar Birsen Tanyeri, Akseki ve İbradı ilçeleri sınırlarında özel bir şirket tarafından yapılması planlanan Sinanhoca HES projesinin iptal edilmesini talep etti. Projenin bölgenin doğasına vereceği zararları ve yöre köylülerinin projeye karşı dava açma nedenleri hakkında bilgiler veren Tanyeri, HES projesinin yapılmak istendiği alanın 'Üzümdere Yaban Hayatı Geliştirme Sahası' içerisinde kaldığına dikkati çekerek, "Bu alan, yaban hayatı geliştirme açısından dünyadaki 200 ÖDA (Önemli Doğa Alanı) içindedir. HES proje alanında kalan 32 hektar Önemli Doğa Alanı yok olacaktır" dedi.

 

‘Yaban Hayatı Büyük Tehlike Altında’

Manavgat-İbradı arasında 682 bitki taksonunun tespit edildiğini dile getiren Tanyeri, bunların 83 tanesinin endemik olduğunu söyledi. Bölgenin biyolojik zenginliği hakkında ayrıntılar aktaran Tanyeri, "Manavgat ırmağını oluşturan Üzümdere’de 2 adet HES projesi, Gümüşdamla'da (Zilan) 2 adet HES projesi, Ürünlü ve Sinanhoca, Menteşbey’de iki adet HES olmak üzere toplam 6 adet HES projesi bulunduğu göz önüne alındığında Bölgede Yaban Hayatın ne kadar büyük bir tehlike altında olduğu anlaşılabilir" diye konuştu.

 

Altınbeşik Mağarası Risk Altında

HES projesinin yapılacağı alanda bulunan Düden Suyu Mağarasının, 1994 yılında Bakanlar Kurulu Kararıyla 'Milli Park' ilan edildiğini anımsatan Tanyeri,

"İbradı Ürünlü sınırları içinde yer alan Altunbeşik Mağarasını oluşturan yeraltı suları, mağara içinde ve çevresinde bir ekosistem oluşturmuştur.Regülatörün aynası Altınbeşik mağarasıdır. Bu nedenle böyle bir alanın HES şiketine 49 yıllığına tahsis edilmesi milyon yılda oluşan doğal oluşumların bozulmasına, mağarada yaşayan canlıların zarar görmesineneden olacaktır.Yeraltı ve yerüstü oluşumlar bir bütündür. HES inşaası sırasında tonlarca dinamit patlatılacak olduğundan yeraltı ve yer üstü su kaynakları yok olabilir" dedi.

 

HES Şirketi Yol Çalışmasında Antik Mezarlar Bulundu

HES yapılması planlanan Sinanhoca köyü yakınlarında ve ırmağın iki yakasında 1. derece arkeolojik sit alanı bulunduğuna da değinen Tanyeri, koruma kurululun daha önce buraya HES yapılmasına onay vermediğinin altını çizerek, "Ancak HES şirketi regülatör alanına gitmek için mevcut orman yolunu genişletme çalışması yaparken antik dönemden kalma mezarlar bulmuş, yetkililere haber vermeden yok etmiştir. Bu konu yargıya ve müze yetkililerine intikal etmiştir. Bu durum da böyle bir alanda HES yapılamaz. Sinanhoca HES, derhal iptal edilmelidir" görüşünü savundu.

 

Köylülere 8 Bin Dolar Vaat Ettiler Bin Dolar Verecekler

Söz konusu HES'le ilgili ÇED raporunda, 2007 yılında Sinanhoca köyünde halkın bilgilendirme toplantısı yapıldığı ve halkın projeye karşı çıkmadığının belirtildiğini anımsatan Tanyeri, yerinde yaptıkları incelemede köylülerin proje hakkında doğru bilgilendirilmediğinin ortaya çıktığına değinerek, "Geçtiğimiz ayda Sinanhoca köyünde ırmağın kıyısındaki değerli tarım arazilerinin acele kamulaştırılacağı bilgisi gelen köylüler, kandırıldıklarını söylemektedirler. Arazilerin kamulaştırılması için kendilerine dekar başına 1000 Dolar verileceğini öğrenen köylüler, daha önce 8 binDolar vaadedildiğini belirterek bu duruma itiraz etmektedirler. Tarım İl Müdürlüğü, Sinanhoca köyünde organik tarım üretimi başlatmıştı. Köylüler geçimini hala bu yolla sağlamaktalar" dedi.

 

‘ÇED Raporları Masa Başında Hazırlanıyor’

Akarsuların temiz enerjikaynağı olduğunu ancak Akdeniz Bölgesi'ndeki vadielrde yapılması planlanan HES projelerinin doğaya verdiği geri dönüşümsüz tahribatları gören mahkemelerin verdiği iptal kararlarının emsal teşkil etmesi gerektiğine işaret eden Tanyeri, "Bu kararların gerekçelerine bakılırsa gerçek bilim insanları tarafından hazırlanan bilirkişi raporları, HES şirketlerince özel şirketlere hazırlatılan ve jet hızıyla 'Olur' alan Nihai ÇED raporlarının, yerine gidilmeden, masa başında kopyala yapıştır metoduyla hazırlandığını kanıtlar niteliktedir. Bu nedenle Sinanhoca HES projesi için verilen ÇED Olumlu kararına karşı dava açıldı" ifadelerini kullandı.

 

‘Toprak, Su Ve Orman Yaşamdır, Satılamaz’

İbradı, Akseki, Manavgat, Gazipaşa ve Gündoğmuş ilçeleri sınırlarında; Alara çayı, Çenger çayı, Karpuz çayı, Çığlık çayı ve Manavgat ırmağı üzerinde yapılacak olan HES projelerinin, havza bütünlüğü içinde ele alındığında yörenin nasıl bir felaketle karşı karşıya olduğunu gördüklerini dile getiren Tanyeri, ayrıca şunları dile getirdi:

"Bu mücadelenin yöredeki köylülerin birleşerek kazanılabileceğini biliyoruz. İşte Derelerin Kardeşliği Akdeniz Platformu da bu birleşik mücadelenin adıdır. DEKAP tıpkı Karadeniz’de olduğu gibi yörelerinde yaşam alanlarına sahip çıkan köylülerin bir araya geldiği bir platform olarak bu güne kadar başta teknik ve hukuki destek olmak üzere her türlü desteği sağlamak için var olmuştur. Yöredeki tüm HES projeleri iptal edilmelidir. Toprak, su ve orman yaşamdır; satılamaz."